Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1162
Karar No: 2016/1975
Karar Tarihi: 29.03.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/1162 Esas 2016/1975 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, eser sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektubu bedelinin haksız irad kaydedilmesi sebebiyle fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak, ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Mahkeme bu talebi reddetmiştir. Ancak temyiz sonucu yapılan değerlendirmede teminat mektubunun irad kaydedilmemesi gerektiği sonucuna varılmış ve davalının haksız olarak irad kaydedilen teminat mektubunun dava tarihindeki değeri olan 20.298,97 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'na göre muaccel bir alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun alacak miktarı gösterilmek ve istenilmek suretiyle usulen temerrüde düşürülmesi gerekir (BK. 101./I. madde). Ancak borcun ifa edileceği gün kesin olarak taraflarca belirtilmiş ise bu günün gelmesiyle borçlu temerrüde düşer (BK.101./II. madde).
15. Hukuk Dairesi         2016/1162 E.  ,  2016/1975 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davacı sözleşme gereği verilen 13.955 USD teminat mektubu bedelinin haksız irad kaydedilmesi sebebi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 25.138,00 TL"nin irad kaydedildiği tarihten itibaren ticari faizi ile tahsilini talep etmiş, mahkemece redde dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 06.11.2000 tarihli karotlu sondaj işine ilişkin sözleşmenin 6.1 maddesinde kesin teminatın ihale bedelinin %10"u olup 13.954,88-USD olduğu, 6.1 maddesinde sözleşmenin devamı süresince hiçbir şekilde iade edilmeyeceği, müteahhit tarafından taahhüt edilen işlerin tamamının sözleşme ve eklerinde belirlenen şartlara göre yerine getirilmesinden sonra 60 gün içerisinde, müteahhitin bu işten dolayı ........ A.Ş."ye, Sosyal Sigortalar Kurumu"na ve yanında çalıştırdığı işçi veya taşeronlara herhangi bir borcunun olmadığı; ...... A.Ş."ye intikâl etmiş icra-takip ödemelerinin de bulunmadığı hususlarının müteahhit tarafından belgelendirilmesi halinde kesin teminatın şartnamenin ilgili hükümleri çerçevesinde iade edileceği hüküm altına alınmıştır. Sözleşmenin eki olduğu ifade edilen Özel Şartnamenin 22/2. maddesi ile Genel Şartname"nin 5. maddesinde de aynı koşulların oluşması halinde kesin teminatın iade edileceği belirtilmiştir.
Davacı 21.10.2011 tarihli yazısı ile kesin teminatın iade edilmesini istemiş, davalı 25.10.2011 tarihli cevabi yazısı ile taahhüdün yerine getirilmesinden itibaren 60 gün içerisinde gerekli prosedürler yerine getirilerek başvuruda bulunulmadığından sözleşmenin 6.5. maddesi uyarınca teminatın irad kaydedildiği ve iade talebinin uygun bulunmadığı davacıya bildirilmiştir. 25.12.2012 tarihli yazısına göre de, irad kaydedilen ait 06.11.2000 tarih 088082 seri nolu 11.493,67 USD tutarlı kesin teminat mektubunun tazmin ödemesi 02.01.2008 tarihinde tarafından davalıya yapılmıştır. Dosya kapsamından, sözleşme konusu işin 2002 yılında sözleşmeye uygun olarak bitirilip teslim edildiği, SGK"nın 28.02.2007 tarih 8114 sayılı yazısına göre teminatın iadesinde sakınca olmadığı, davacının davalıya borcunun da bulunmadığı, sözleşme ve şartname hükümlerine göre kesin teminat mektubunun iade koşullarının oluştuğu, teminat mektubunun tazmin ödemesinin yapıldığı 02.01.2008 tarihi ile davanın açıldığı 25.04.2012 tarihi arasında eser sözleşmelerinde uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davanın süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece sözleşme ve şartname hükümlerine göre teminat mektubunun iadesi koşullarının oluştuğunun kabulü gerekirken taahhüdün yerine getirilmesinden itibaren, 60 gün içinde gerekli prosedür yerine getirilerek iade başvurusunda bulunulmadığından bahisle teminat mektubunun irad kaydedilmesi doğru olmamıştır.
Davacı dava dilekçesinde döviz cinsinden olan alacağını dava tarihindeki döviz satış kurundan TL"ye çevirerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 25.138,00 TL talep te bulunmuştur. Davacının döviz alacağı yönünden seçimlik hakkını, dava tarihindeki TL değeri üzerinden kullanması yerindedir, ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ödemelere ilişkin 11. maddesinde dövizin Türk lirasına çevrilmesinde T.C. Merkez Bankası"nın döviz alış kurunun esas alınacağı öngörüldüğünden çevrimde T.C. Merkez Bankası döviz alış kurunun esas alınması gerekir. Dava tarihi olan 25.04.2012 tarihinde 1 USD"nin T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru 1.7661 TL olduğundan irad kaydedilen teminat mektubunun dava tarihinde değeri 20.298,97 TL"olmaktadır.
Ayrıca sözleşme tarihinde 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte olup, muaccel bir alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun alacak miktarı gösterilmek ve istenilmek suretiyle usulen temerrüde düşürülmesi gerekir (BK. 101./I. madde). Ancak borcun ifa edileceği gün kesin olarak taraflarca belirtilmiş ise bu günün gelmesiyle borçlu temerrüde düşer (BK.101./II. madde). Somut olayda davacının 13.955 USD"nin 7 gün içinde ödenmesine dair talebi 25.10.2011 tarihinde reddolunduğundan, bu tarih itibarı ile davalının temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; davalı tarafından haksız olarak irad kaydedilen teminat mektubunun dava tarihinde değeri 20.298,97 TL"nin temerrüt tarihi olan 25.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar vermekten ibarettir.
Kararın yukarıda belirtilen sebeplerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi