Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/6614
Karar No: 2019/2260
Karar Tarihi: 05.03.2019

Sahte belge düzenleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/6614 Esas 2019/2260 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, sanık hakkında sahte belge düzenleme suçundan verilen beraat kararının katılan vekili tarafından temyiz edildiği ve dosyanın geri gönderildiği belirtilmektedir. Sanık, kendisinin sahte fatura düzenlemediğini ve diğer sanık ile ilgili olarak bilgisi olduğunu iddia etmektedir. Mahkeme, delillerin eksik incelenmesi sonucu yazılı şekilde hükümler kurulduğunu belirterek kararı bozmuştur. Ayrıca, Zincirleme suç oluşumunun gözetilmemesi, suç tarihi belirlenmeden değişiklik öncesi düzenlemeye göre hüküm kurulması ve TCK’nin 53. maddesinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesi: Zincirleme Suçlar.
- Vergi Usul Kanunu'nun 359/b maddesi: Sahte Fatura Düzenleme Suçu.
- Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi: Bir Kimseye Uygulanacak Cezanın Belirlenmesinde Dikkate Alınacak Hususlar.
11. Ceza Dairesi         2016/6614 E.  ,  2019/2260 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte belge düzenleme
    HÜKÜM : Sanık ... hakkında; Beraat Sanık ... hakkında; Mahkumiyet

    Katılan vekilinin temyizinin sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede:
    1- Haklarında 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kamu davası açılan sanıklardan ...’ın, kızının hasta olduğunu ve paraya ihtiyacı bulunması nedeniyle diğer sanık ...’ın kendisini ...isimli kişiyle tanıştırdığını, ... isimli kişinin para verdiğini, kendisinin de noterde bazı evraka imza attığını, ancak şirketle hiçbir ilgisi olmadığını, sahte faturaları kendisinin düzenlemediğini,... ile ...’ın sahte fatura düzenlediklerini duyduğunu savunması, sanık ...’ın, 09.12.2010 tarihli savunmasında,... isimli şahsın borçları olduğunu, bu nedenle kendisine yardımcı olmak amacıyla 2004 yılında imzaladığı bazı belgeleri ona verdiğini, ...’la ise herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını beyan etmesi, 01.08.2012 tarihli savunmasında ise; ...’ün kendisi ve diğer sanık ...’tan kendisine kefil olmalarını istediğini, bu nedenle notere giderek evrak imzaladıklarını, ancak herhangi bir fatura düzenlemediğini beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, sahte olduğu iddia edilen faturaları kullanan mükellefler hakkında kamu davası açılıp açılmadığı araştırılarak açıldığının anlaşılması halinde dosyaların duruşmaya getirtilerek incelenmesi ve bu dosyayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması, sahte faturaları kullanan şirket yetkilileri ya da şahısların tanık olarak beyanları alınarak söz konusu faturaları hangi ticari ilişki karşılığında kimden aldıklarının ve sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanıklara aidiyeti hususunda bilirkişi raporu aldırıldıktan sonra toplanan deliller birlikte değerlendirilip sahte fatura düzenleme suçunda failin, şirket yetkilisi dışındaki kişilerin de olabileceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a- Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenlemek eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b- 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 359/b maddesi ile cezanın üç yıldan beş yıla kadar hapis cezasına çıkarıldığı nazara alındığında, 2008 takvim yılına ilişkin olarak suç tarihi kesin olarak belirlendikten sonra hüküm kurulması gerekirken suç tarihi belirlenmeden değişiklik öncesi düzenleme dikkate alınarak hüküm kurulması,
    c- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ... yönünden aleyhe temyiz bulunmadığından ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 05.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi