6. Hukuk Dairesi 2021/11 E. , 2021/446 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ve vekili Av.... ile davalı vekili Av. ... Birlikçi"nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak davacı asil ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının yaklaşık 20 yıldır davalı şirketin mali müşavirlik/muhasebe işlerini yürüttüğünü, verdiği hizmetlere istinaden düzenleyip davalıya tebliğ ettiği 27.11.2015 tarihli ve 124.950,00 TL bedelli serbest meslek makbuzunun davalı yanca cevabı ihtar ekinde iade edilmesi üzerine başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı neticesinde durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının aynı hukuki nedene dayalı olarak öncesinde düzenlemiş olduğu makbuzların hataen ödenmesine dayalı olarak açtıkları rücu davasının halen derdest olduğunu, davacının KDV iadesi işlemlerini yürütmeye yetkili olmadığını bu alacakların tahsili için yeminli mali müşavir raporlarına dayanılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, takip konusu makbuzda bahsi geçen işlemlere ilişkin raporun mevzuat gereği ancak yeminli mali müşavir tarafından düzenlenebileceği, davacının rapor dışındaki tüm işlemlerin kendisi tarafından yapıldığını iddia ettiği ancak bu iş ve işlemlerin neler olduklarını açıklamaktan kaçındığı, taraflar arasında KDV iadelerini konu alan ve yine mevzuat gereği yazılı şekilde tanzimi gereken hizmet ya da ücret sözleşmesi de bulunmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, taraf vekillerinin istinaf başvurusu, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, mevzuat gereği KDV tescil terkin ve iade işlemlerinin işlem tarihi itibariyle yeminli mali müşavir aracılığıyla yapılabileceği gerekçesiyle, esastan reddedilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı tarafından yürütülen davalı şirketin mali müşavirlik/muhasebe işlemlerinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 266/1. (1086 sayılı HUMK"nın m. 275. ) maddesi "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. Aynı Kanun"un 282. (1086 Sayılı HUMK’nın m. 286.) maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği hükmü, HMK"nın 281. (HUMK"nın 283.) madde hükmü uyarınca bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır.
Davacı taraf aşamalardaki beyanları ve bilirkişi raporuna itirazlarını içeren dilekçesi ile; KDV iade tescil ve terkin işlemlerinin nakden ya da mahsuben yapıldıklarını, mahsuben yapılan iadelerin ve 5.000,00 TL’nin altındaki nakden iadelerin yeminli mali müşavir raporu olmaksızın yapılabildiklerini ve 18 yıldır davacının davalı adına mahsuben yapılan KDV tescil-terkin işlemlerine aracılık ettiğini ayrıca davalının bu işlemlerin hemen hemen hepsini mahsuben gerçekleştirdiğini ve bu durumun vergi dairesi kayıtları ile davacının adının yer aldığı KDV beyannamelerinde sabit olduğunu iddia ettiği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunun bahsi geçen hususlara değinilmeksizin tanzim edildiği ve davacı iddialarını değerlendiren ek rapor tanzimi yoluna da gidilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, alanında uzman yeni bir bilirkişi kurulundan, vergi dairesi ve taraf kayıtları incelenmek suretiyle, davacının itirazlarını değerlendiren, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 16.06.2020 tarih ve 2020/500 Esas 2020/742 Karar sayılı kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacı yararına takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, HMK 373/1 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.09.2021 tarihinde, oy birliği ile karar verildi.