14. Hukuk Dairesi 2019/516 E. , 2019/8029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/01/2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/06/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı vekili, davalı arsa sahibi ... ile davalı yüklenici ... arasında düzenlenen 29/11/2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılan 2919 ada 3 parseldeki binada 2. kat 5 numaralı bağımsız bölümün yüklenici tarafından 25/05/2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davacıya temlik edildiğini satış bedelinin yükleniciye ödendiğini, binanın % 95 oranında tamamlandığını belirterek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı arsa sahibi ... vekili; davacı ile yapılan satış vaadi sözleşmesinde müvekkili taraf olmadığından davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, yüklenicinin edimini yerine getirmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı yüklenici davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, dava konusu 5 numaralı bağımsız bölümün davalı arsa sahibi ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, karar kesinleştiğinde davacı tarafın depo edilen bedelin davalı ..."a ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü davalı arsa sahibi ... vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2)Dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacının, arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü yükleniciden temlik alması halinde arsa sahibini ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Türk Borçlar Kanununun 188. maddesi gereğince; "Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürülebilir. Buna göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan davacıya) karşı da ileri sürebilir. "Temlikin konusu yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden kazanmadığı hakkı üçüncü kişiye temlik etmesinin arsa sahibi bakınmından bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkını üçüncü kişiye (davacıya) temlik etmişse, üçüncü kişi (davacı) Türk Borçlar Kanununun 97. maddesinden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz.
Yüklenicinin temlikine dayanan tapu iptali ve tescil davalarında arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
Somut olayda, yargılama sırasında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına göre inşaatın sözleşme gereğince tam olarak yapılmadığı, eksik işler bedeli bulunduğu, yüklenicinin kişisel hak kazanmadığı ancak eksik işler bedelinin davacı tarafından depo edilerek arsa sahibine ödenmesi karşılığında davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava tarihi itibariyle davalı arsa maliki tapuyu devretme yükümlülüğü altında olmadığından ve davanın açılmasına sebebiyet de vermediğinden yargılama giderlerinden diğer davalı yüklenici ile birlikte sorumlu tutulması doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazının kabulü ile gerekçeli kararın hüküm sonucundaki 4, 5 ve 6. bentlerinde yer alan "Davalılardan müştereken ve müteselsilen" sözlerinin hükümden çıkarılmasına, yerine "Davalı yüklenici ..."den" cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.