11. Hukuk Dairesi 2019/2919 E. , 2019/5211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 20.01.2015 tarih ve 2014/88-2015/85 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirkete sigortalı bulunan özel yata 28.03.2009 tarihinde davalının donatanı ve maliki olduğu Kemer II isimli yolcu motorunun hatalı manevra yapması sonucunda çarptığını, bu çarpma neticesinde sigortalı yatta meydana gelen toplam 3.884,97 TL hasar bedelinin sigortalılarına ödendiğini, ödenen miktar yönünden dava dışı sigortalıya halef olduğunu, bu alacağın tahsili için davalı aleyhine ilamsız icra takibine geçtiklerini ancak davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek davalının itirazının iptali ile alacaklarının tahsiline ayrıca icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.02.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de, davanın niteliğini ve davadaki tarafı HMK"nın 124. maddesine göre değiştirerek davalarını alacak davası olarak ıslah edip HMK"nın 124 maddesine göre davalıyı Mavi Deniz Turizm Ticaret Ltd. Şti. olarak gösterdiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin Kemer II isimli teknenin donatanı veya maliki olmadığını, bu nedenle davanın müvekkiline yöneltilemeyeceğinin savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, Antalya Liman Başkanlığının 15/10/2014 tarihli 12646 sayılı yazıları ile sorulan Antalya Gemi Sicilinin 322. sırasında tescilli Kemer II isimli gezinti gemisinin 20/08/1996 tarihinde dava dışı Mavi Deniz Turizm Tic. Ltd. Şti."ne satıldığı, halen de ilgili adına kayıtların devam ettiğini bildirildiği, davacı tarafından davalı hakkında icra takibine geçmeden önce ilgili gemi sicillerinden faydalanmak suretiyle olaya sebebiyet verdiği iddia edilen geminin malikini öğrenerek ilgili malik hakkında icra takibi yürütmesinin mümkün olduğu, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmesinin zorunlu olmasına rağmen bu yönde hareket etmediği, bu durumda dürüstlük kuralından da bahsedilemeyeceği, davalının rızası olmasa bile rıza aranmadan taraf değişikliği talebinin kabul edilmesinin de söz konusu olamayacağı, hiçbir kimsenin kendisinden bir bilgi alınmasına da zorlanamayacağı, davalının davacı tarafından icra takibinden önce ya da sonra yapılan bir araştırma da bu geminin sahibinin kim olduğunu bildirme gibi bir mükellefiyetinin olmayacağı, icra takibinden önce davacı şirket yetkililerinin ya da vekilinin davalı ile görüşmesine ve belirtilen geminin kime ait olduğuna ilişkin davalıdan bilgi istemine yönelik bir belgenin de ibraz edilmediği, davacının gerekli araştırma ve soruşturmayı yapmadan doğrudan sorumlu olduğuna inandığı davalı hakkında icra takibine geçtiği, davalının itirazına rağmen bu itirazın yerinde olup olmadığının tespiti cihetine gidilmeden doğrudan davalı aleyhine dava açıldığı, davacının delilleri arasında ibraz ettiği Kemer II isimli geminin kaydının olup olmadığı hususunda olayın gerçekleştiği alanda bulunan Antalya Liman Başkanlığına başvuruda bulunmayıp bu hususta 04/05/2011 tarihli delil dilekçelerine ekli 08/02/2010 tarihli 577 sayılı yazılarına göre İstanbul Liman Başkanlığından bilgi alındığının anlaşıldığı, oysa belirtilen icra takibine geçilmeden önce davacının olayın gerçekleştiği yerin bağlı olduğu Antalya Liman Başkanlığına başvurması halinde rahatlıkla Kemer II gezinti gemisinin sicilde davalı adına değil davacının husumet yönlendirmeye çalıştığı Mavi Deniz Turizm Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğunun tespit etmesinin ve buna göre doğru husumet yönlendirerek takip ve dava açmalarının mümkün olduğu gerekçesi ile bozma ilamına uyulmayarak daha önceki hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 12/07/2012 tarihinde, davalının davaya dayanak olaya sebebiyet verdiği belirtilen Kemer II isimli geminin donatanı ya da maliki olmadığı, davacının taraf değişikliği talebinin de davalının kabulüne bağlı olduğu ve davalı tarafça kabul edilmediği, bu nedenle davacının davalı hakkında belirtilen takibi yapmasının yerinde olmadığı, davalının borca itirazının yerinde olduğu iddia edilen alacaktan davalının sorumlu olmadığı, ayrıca takipte davacının haksız olmasına rağmen kötü niyetinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yerel mahkemenin bu kararı Dairemizin 2012/16951 E.-2013/15163 K. sayılı ilamı ile davacı tarafından dava açılmadan önce, sigortalısına zarar veren davaya konu yolcu motorunun kime ait olduğuna dair araştırma yapıldığı, bu noktada yolcu motorunun gemi sicilinde kayıtlı bulunmaması nedeniyle resmi kurumlardan sahibinin öğrenilemediği, ardından yapılan araştırma ile davalıya ulaşıldığı ancak davalının da bu motorun sahibi olmadığını bildirmemesi üzerine bu kişiye yönelik takip başlatıldığı, yine davalı tarafından takibe yapılan itirazda da, motorun kendisine ait değil ortağı olduğu şirkete ait olduğu hususunun açıklanmadığı, bu durumda davacının dava sırasında taraf değişikliği talebinde bulunması dürüstlük kuralına aykırı bulunmadığından, HMK"nın 124/3. maddesi uyarınca bu talebin kabulü yerine reddine karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, yeniden yapılan yargılama sonucunda bozma sonrasında Antalya Gemi Siciline yazılan müzekkereye verilen 15/10/2014 tarih 80063613-125.08/12646 sayılı cevap dikkate alınarak direnme kararı verilmiş ve kararın direnme olmayıp yeni hüküm olduğu gerekçesiyle dosya Dairemize gönderilmiştir. HMK 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyor ise, hakim karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir....” yönündeki düzenleme dikkate alındığında, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının Kemer II isimli teknenin sahibini öğrenmek için gerek çevreden ve gerekse resmi yazışmalar ile araştırmalar yaptığı, davalı vekilinin bozma ilamından sonraki 20/01/2015 tarihli duruşmada teknenin Antalya Liman Başkanlığında 322 sicil numarasında kayıtlı olduğunu beyan etmesi ve bu kurumdan bilgi istenilmesi talebi üzerine ilgili Kurum ile yazışma yapılmak suretiyle teknenin dava dışı Mavi Deniz Turizm Tic. Ltd. Şti.’ne ait olduğunun tespit edildiği, ayrıca davacı vekilince bozma ilamından önce dosyaya ibraz edilen 26/09/2012 tarihli dilekçe ekinde bulunan bilgisayar üye sorgulama ekran çıktısında dava dışı şirketin % 50 ortağının davalı olmasına rağmen gerek icra takibine itiraz dilekçesinde ve gerekse davaya cevap dilekçesinde hasara sebebiyet veren tekne ile ilgili bulunmadığı şeklinde davrandığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı tarafı hatalı göstermesinin yasada belirtildiği şekilde kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı anlaşılmakla, Antalya Gemi Siciline başvurulmaması nedeniyle basiretli tacir gibi hareket edilmediği ve HMK 124/3 maddesindeki şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle usul yönünden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına usul yönünden BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.