22. Hukuk Dairesi 2012/13907 E. , 2013/2691 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının işveren tarafından ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ikramiye alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu edilen alacakların bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçinin ikramiye alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinin ilk fıkrasına göre, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Kanunda ücretin eklerinin neler olduğu müstakilen düzenlenmemiş olmakla birlikte, değinilen maddenin ikinci fıkrasındaki “…banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının..” ibaresi gereğince, ücretin yanı sıra prim, ikramiye ve bu nitelikteki her türlü ödemelerin banka hesabına yatırılması öngörüldüğünden, “prim” ve “ikramiye” ücretin eki olarak İş Kanununda ifadesini bulmuştur.
İşçinin işyerine olan katkıları sebebiyle işverenin memnuniyetini ifade etmek üzere bir defada veya dönemsel olarak belli zaman dilimlerinde ya da işçiyi ilgilendiren doğum, ölüm, evlenme gibi nedenlere bağlı olarak yapılan ücretin eki niteliğindeki ödemeler ikramiye olarak adlandırılabilir. İşçinin başarısına bağlı olarak ödenen primden farklı olarak ikramiye genel bir nitelik taşır ve uygulamadan işyerinde çalışan tüm işçiler yararlanır. Başka bir anlatımla, işveren tarafından ayrımı haklı kılan geçerli nedenler olmadığı sürece ikramiye yönünden eşit davranma borcuna uygun davranılmalıdır.
İşçinin ikramiyeye hak kazanması için işyerinde ikramiye ödemesini gerektiren dönemin sonuna kadar çalışmış olması gerekmez. İşyerinde çalışılan süreyle sınırlı olmak üzere işçinin ikramiye talep hakkı vardır.
İkramiye bireysel ya da toplu iş sözleşmeleri ile kararlaştırılabilir. İş sözleşmesinde kararlaştırılmamış olsa dahi, işverence tek taraflı olarak düzenli şekilde yapılan ikramiye ödemesinin “işyeri koşulu” olduğu kabul edilmelidir. Her durumda ikramiyelerin tek taraflı olarak işverence ortadan kaldırılması ya da azaltılması mümkün olmaz. İkramiyeler yönünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişiklik, 4857 sayılı Kanun"un 22. maddesi kapsamında gerçekleştirilmelidir. Toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ikramiyeler yönünden değişiklik, işçinin bireysel feragati ile dahi geçerli değildir. Toplu iş sözleşmesini imzalamaya yetkili olan kişilerce bu yönde yapılabilecek değişiklik, ancak ileriye dönük olarak hüküm ifade eder.
İkramiyelerin ödendiğini ispat yükü işverene aittir. 4857 sayılı Kanun"un, 5754 sayılı Kanunla değişik 32. maddesine göre, belli bazı işyerleri bakımından ikramiye ödemeleri, işçi adına açılan banka hesabına yatırılarak yapılmalıdır.
Somut olayda, davacı işçi, işverence ödenmesi kararlaştırılmasına rağmen, çalışma süresi boyunca kendisine ikramiye ödemesi yapılmadığını iddia etmiş, davalı işverence, işyerinde çalışan işçilere ikramiye ödemesi yapılması yönünde bir karar alınmadığı, işyerinde bu yönde bir uygulamanın da bulunmadığı savunulmuştur. Kilis Valiliğinden celp edilen, davalı işverenliğin, Valiliğin kabulüne sunduğu 2004 ila 2009 yılları arasındaki bütçe raporlarından, işyerinde çalışan bekçi dışındaki idari personele ödenmek üzere ayrılan ikramiye ödeneğinin davalının bütçesinde yer aldığı anlaşılmakla birlikte davacının ikramiyeye hak kazanıp kazanmadığı yönünde gerekli ve yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesi isabetli olmamıştır. Öncelikle davacının işyerindeki görevi, görev tanımı ve idari personel olup olmadığı tespit edilmeli bundan sonra bütçeden idari personel için ayrılan ikramiye ödeneğinin gider olarak gösterilip gösterilmediği (harcamasının yapılıp yapılmadığı, harcaması yapılmış ise neye harcandığı) idari personele söz konusu ödemenin (ikramiyenin) ödenip ödenmediği yönlerinin tesbiti amacıyla işyeri kayıtları üzerinde muhasebeci mali müşavir marifetiyle inceleme yaptırılarak söz konusu ödeneğin nereye harcandığı, işyerinde ikramiye ödemesinin olup olmadığı, ikramiye ödemesi olmuş ise kimlere ödendiği tespit edilip tüm deliller yeniden değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.