11. Hukuk Dairesi 2018/3524 E. , 2019/5204 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/07/2017 tarih ve 2016/289 E- 2017/324 K. sayılı kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/05/2018 tarih ve 2017/1642 E- 2018/513 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 86/092339, 87/103855, 88/106180, 91/011009 ve 91/011010 numaralı “LEICA” ibareli, Türkiye ve dünyada tanınmış tescilli markaların sahibi olduğunu, davalı şahsın “LEİCA” ibareli markanın 25. ve 35. sınıflarda tescili için 2015/31377 başvuru numarası ile diğer davalı Kuruma başvuruda bulunduğunu, başvuruya karşı yaptıkları itirazın nihai olarak davalı Kurumun 2016-M-4633 sayılı kararı ile reddedildiğini, markaların birebir aynı olduğunu, markanın davalı şahıs adına tescil edilmesinin davacı aleyhine haksız rekabet oluşturup, tescilin markanın sulandırılması anlamına geleceğini, davalının markasının tekstil alanında kullanılmasının müvekkilinin markasının imajını ve ayırt ediciliğini zedeleyeceğini, müvekkilinin orjinal markasının seçilmesinin markanın tanınmışlığından faydalanma amacı taşıdığını ve kötü niyetli olduğunu, başvurunun 556 sayılı KHK 8 maddesi gereğince reddi gerektiğini ileri sürerek davalı Kurum YİDK"nın 2016-M-4633 nolu kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Davalı Kurum vekili, başvuru kapsamında yer alan emtialar yönünden benzerlik, iltibas ve karıştırma ihtimali bulunmadığını, 556 sayılı KHK 8/4 şartlarının oluşmadığını, bu konuda yeterli delil sunulmadığını ve kötü niyetin ispatlanamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru kapsamında 35. sınıftaki bir kısım mal/hizmetlerin aynı/aynı tür veya benzer olduğu, 09, 10, 16. sınıfın potansiyel müşterisinin dikkat ve özeninin yüksek olduğu, davacının “LEİCA” markaları optik cihazlar, fotoğraf, kamera malzemeleri ve ilişkili alanlarda tanınmış 1900 yılından beri tescilli bir marka olduğu, markaların aynı olduğu, hizmetler açısından 35/05’teki perakendecilik hizmetinin (eski sınıflandırmada 35/06) konusunu oluşturması açısından 18/02’deki bir kısım emtialar açısından benzerlik bulunduğu ve 8/1-b’nin şartlarının gerçekleştiği, davalının markasının kapsamı 25 ve 35. sınıftaki tekstil ürünlerinde de olsa “LEICA” markasının aynısını kullanmasının “LEICA” markasını sulandıracağı, özellikle deri ve deri taklidi kılıflar ve kutular üzerinde davacının tanınmış “LEICA” markasının yazmasının hedef kitle üzerinde yanıltıcı olacağı, eğer tüketiciler bu ürünlerden bekledikleri faydayı sağlayamazlarsa tanınmış “LEICA” markasının zarar göreceği ve itibar kaybına uğrayacağı, davalının özellikle davacı markasını birebir taklit etmesi, markanın özgün olması ve davacı markasının tanınmışlığının yüksek derecede bir tanınmışlık olması nedeniyle davacı markasının ayırt edici niteliğinin zarar görme ihtimalinin artacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK YİDK’nın 2016-M-4633 sayılı kararının iptaline, 2015/31377 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Kurum"dan alınmasına, 10/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.