11. Hukuk Dairesi 2018/3510 E. , 2019/5203 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/07/2017 tarih ve 2014/508 E- 2017/289 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 17/05/2018 tarih ve 2017/1672 E- 2018/548 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “GO EXPRESS” ibareli 2012/83834 numaralı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin 2002/21178 no."lu "GO-LOGİSTİCS GLOBAL OPERATİONS LOCAL SOLUTİONS+ŞEKİL" ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazı sonucunda başvurunun 35. ve 39. sınıftaki bir kısım hizmetler yönünden kısmen reddine karar verildiğini, kısmen red kararına karşı yaptıkları itirazın ise nihai olarak davalı kurumun 2014-M-13301 sayılı kararı ile reddedildiğini, müvekkili markasındaki “EXPRESS” kelimesinin iştigal konusunu gösterdiğini, bu kelimenin reddedilen hizmetlerin adı olmadığını ve bu hizmetler için iştigal alanını göstermediğini, müvekkilinin seri markalarından sadece 2012/077173 numaralı “GO” markasının incelenip kısmi redde konu hizmetlerde kazanılmış ve seri marka hakkı bulunmadığına karar verildiğini, müvekkilinin reddedilen hizmetlerle ilgili aynı sınıfta tescilli 14 adet seri markasının incelenmediğini, markaların birbirinden farklı ve “GO EXPRESS” markasının ayırt edici niteliğe sahip olduğunu, markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında ayniyet ve benzerlik bulunmadığını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu, müvekkilinin tescilli seri markalarının tescil edildiği tarihten itibaren davalı markası ile tamamen farklı sınıftaki yoğun kullanımı ile bilinilirlik ve ayırt edicilik kazandığını, taraf markalarının hitap ettiği müşteri çevresinin aynı olmadığını, farklı sınıflarda kullanıldığı için güncel karşılaştırma yapılması gerektiğini, markaların tasarım, okunuş, yazılış, fonetik, görünüş ve genel intiba kriterleri açısından farklı olduğunu, YİDK tarafından markanın kelime ile belirtilen faaliyet alanında tescilinin istenilip istenilmediği hususunda inceleme yapılmadığını, davalı şirket markasının 556 sayılı KHK 8/4 anlamında toplu tanınmışlık düzeyine ulaşmış bir marka olmadığını ileri sürerek YİDK"nın 2014-M-13301 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının markasının temelinin kendi markalarındaki “GO” ibaresinden oluştuğunu, birbirinin aynısı sayılabilecek esaslı unsuru “GO” ibaresi olan iki markanın benzediklerini, müvekkili markasının esas unsuru olan “GO” ibaresinin birebir davacı tarafından kullanılması sebebiyle karıştırılmanın kaçınılmaz olduğunu, davacının müvekkilinin markası ile aynı sınıfta marka tescil ettirmesi sebebiyle müşteri çevresinin bir öneminin olmadığını, ayrıca müvekkilinin iştigal alanının aynı ve benzer işleri kapsadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı markası ile davalı şirket markası arasında tescili talep edilen 35 ve 39. sınıfta yer alan bir kısım hizmetler açısından 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik olduğu, taraf markalarının başvuru tarihi itibariyle tanınmış marka olup olmadığı konusunda dosya kapsamında yeterli delilin bulunmadığı, tarafların 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi kapsamından yararlanamayacağı, davacı yanın önceki tarihli markaları açısından kazanılmış hakkının olmadığı, YİDK itirazının ve tescil başvurusunun kötüniyetli olarak yapıldığına ilişkin delilin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.