Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/7400 Esas 2019/2238 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/7400
Karar No: 2019/2238
Karar Tarihi: 05.03.2019

Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/7400 Esas 2019/2238 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, vergi usul kanununa muhalefet suçundan mahkum edilmiştir. Sanık, sahte fatura düzenlemediğini savunmuştur. Ancak, mahkeme raporlar doğrultusunda suç tarihinin ve maddi gerçeğin tespit edilemediği için karar bozulmuştur. Suç tarihi ve maddi gerçek konularının tamamen araştırılması için, sanığın Ba formu ile bildirimde bulunan mükelleften veya bu mükellefin ve Nakliyat Ltd. Şti'nin bağlı olduğu Vergi Dairesi Başkanlıklarından sorulması gerekmektedir. Ayrıca, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması gerekmektedir. Bu şekilde tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekmektedir. Sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemesi nedeniyle hüküm bozulmuştur. Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararı nedeniyle sanığın durumunun yeniden belirlenmesi gerekmektedir. Kararda Vergi Usul Kanunu, CMK, TCK gibi kanun maddeleri yer almaktadır.
11. Ceza Dairesi         2017/7400 E.  ,  2019/2238 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında; sanığın sahte fatura düzenlemediğini savunması, sanığın müdürü olduğu ... Nakliyat ... Ltd. Şti. hakkında düzenlenen 10.10.2011 tarih ve ... sayılı vergi tekniği raporunda, adı geçen şirketin tarh dosyasında belge basımına ilişkin bilgiye rastlanmadığının, şirket adına Bs – Ba formlarının verilmediğinin belirtilmesi, yüklenen suçun maddi konusunun fatura olması, suç tarihinin son düzenlenen fatura tarihi olması karşısında; suç tarihinin ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
    a)2007 takvim yılında sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının, ... Nakliyat ... Ltd. Şti.nden mal veya hizmet aldığına dair Ba formu ile bildirimde bulunan mükelleften veya bu mükellefin ve ...Nakliyat ...Ltd. Şti.nin bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Başkanlıklarından sorulmak suretiyle, getirtilip sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi hâlinde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
    b)Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması hâlinde ise; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmeleri; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a)Suç tarihi itibarıyla engel mahkûmiyeti bulunmayan sanık hakkında, “daha önceki mahkumiyetleri nedeniyle koşulları oluşmadığından” şeklindeki isabetsiz gerekçeyle hapis cezasının ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    b)Aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi hâlinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    c)Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 05.03.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.