Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1814
Karar No: 2022/4470
Karar Tarihi: 13.04.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1814 Esas 2022/4470 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, uzun süredir hastanede farklı bölümlerde çalışarak ilave tediye alacağı hak ettiğini iddia ederek davalıdan talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, kısmen kabul etmiştir. İstinaf başvurusundan sonra Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın reddi kararı verilmiş fakat davalı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay, arabulucuya başvurulması gereken dava şartının usulünce yerine getirilmediğini belirtmiş ve ilave tediye alacağı hesaplanırken emsal işçi olup olmadığı belirlenmediği için kararı bozmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesi: \"Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı\" olarak düzenlenmiştir. Maddede ayrıca; \"Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.\" hükmü yer almaktadır.
9. Hukuk Dairesi         2022/1814 E.  ,  2022/4470 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının davalı ...'na bağlı ... ...Devlet Hastanesinde daimi olarak fakat farklı taşeronlarda sigortalı olarak 01.12.2004 tarihinden bu güne kadar sürekli ve asli işlerde çalıştığını, müvekkilinin Hastanede fiilen ameliyathanelerde endoskopi ünitesi, intaniye servisi ve diğer bölümlerde dezenfeksiyon ve sterilizasyon personeli olarak görev yaptığını, davacının çalıştığı taşeron ile Bakanlık arasında yapılan sözleşmelerin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin ... Devlet Hastanesinde işe başlamasından itibaren Sağlık Bakanlığının işçisi sayılması gerektiğini iddia ederek ilave tediye alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı, hak düşürücü süre itirazı ve zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının çalıştığı firmalar ile Bakanlık arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarına dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı" olarak düzenlenmiş olup maddenin ikinci fıkrasında ise "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." hükmünü içermektedir.
    Somut olayda davacı tarafından “ilave tediye” alacağının ödenmediği gerekçesiyle arabulucuya başvurulmuş, anlaşamama nedeniyle 10.01.2020 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek dava açılmıştır. Bununla birlikte Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki hesaplamalar 10.03.2020 tarihine kadar yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise, tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihi olan 10.01.2020 tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir.
    Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan, son tutanak tarihi ile 10.03.2020 tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
    3- Taraflar arasında davacının ilave tediye ücreti alacağı talebinin hesap şekli ve unsurları hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
    Davacı vekilinin 19.11.2020 tarihli beyan dilekçesinde, davacı ile aynı işi yaptığı belirtilen, kadrolu çalışan ...ün talep konusu alacağın hesaplanmasında emsal işçi olarak kabul edilebileceğinin bildirildiği, dosya kapsamında mevcut, talep konusu alacak hüküm altına alınırken yararlanılan bilirkişi raporunda ise bu çalışanın ücret bordrolarından yararlanılarak ilave tediye ücreti alacağının hesaplandığı görülmektedir. Yine dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden emsal işçi olduğu bildirilen bu personelin 2014 yılı sonrasında hastanenin Toplum Ruh Sağlığı biriminde görevlendirildiği, davacı asıl ve davacı tanığının da emsal işçi olarak bildirilen personelin başka birimde görevlendirildiğine dair beyanda bulundukları anlaşılmaktadır. Ayrıca davalı İdare tarafından sunulmuş ...isimli personelin 2014 yılı sonrası ücret bordroları incelendiğinde bu kişinin 2020 yılının Ocak ayı itibariyle 20 yıl 5 ay kıdemi olduğu görülmekte, bordroda sendika aidatı kesintisine de rastlanılmakla sendika üyesi olduğu anlaşılmakta, davacının sendika üyesi olup olmadığı ise dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında Mahkemece, her ne kadar ...isimli personel emsal işçi olarak kabul edilip hüküm altına alınan ilave tediye ücreti alacağının hesabında bu personelin ücret bordrolarından yararlanılmış ise de gerek davacıya göre daha uzun süredir çalışması, gerek sendikalı olması gerekse de davacı asıl ve davacı tanığının beyanlarından ve davalı İdarenin dosya kapsamına sunduğu belgelerden 2014 yılı sonrasında çalıştığı birimin değiştirilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde davacıya emsal işçi olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; yapılan iş, kıdem, sendika üyesi olup olmama gibi unsurlar değerlendirilerek işyerinde davacıya emsal işçi olup olmadığı belirlenmeli, emsal işçi olması halinde ilave tediye alacağı emsal işçinin ücretine göre hesaplanıp hüküm altına alınmalı; emsal işçi bulunmadığının anlaşılması halinde ise ilave tediye ücreti alacağı davacının fiilen aldığı ücret üzerinden hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi