Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3132
Karar No: 2022/4468
Karar Tarihi: 13.04.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3132 Esas 2022/4468 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı öğretim görevlisi, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ve belirli süreli iş sözleşmesinin birden fazla yenilenmesi nedeniyle belirsiz süreli hale geldiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Dava kabul edilmiş ancak davalı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay Hukuk Dairesi, davacının ihbar tazminatı alacağının reddi ve kıdem tazminatı hesaplanmasında eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur. Daha sonra Hukuk Genel Kurulu'na gönderilen dosya, adli yargının görevli olduğuna dair karar verilmesi sonrası yeniden görülmüştür. Taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapıldığı, zincirleme şekilde belirli süreli sözleşme yapılmasının sözleşmeyi belirsiz süreli hale getirmediği belirtilmiştir. Davacının ihbar tazminatı alacağı talebinin reddi ve kıdem tazminatı hesaplanmasında eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle tüm temyiz itirazlarının reddi karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 ve 115 inci maddeleri
- 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 31 inci maddesi
- 5521 sayılı İş
9. Hukuk Dairesi         2022/3132 E.  ,  2022/4468 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 16.09.2009 - 30.06.2014 tarihleri arasında öğretim görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız bir biçimde feshedildiğini, iş sözleşmesinin haksız feshi ile ilgili davalıya ihtarname keşide edildiğini, bu ihtarnameye cevap dahi verilmediğini, davacının 2009 yılından bu yana belirli süreli iş sözleşmesi imzalamak zorunda kaldığını, belirli süreli iş sözleşmesinin birden fazla yenilenmesi nedeniyle belirsiz süreli hale geldiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile belirli süreli iş sözleşmesi yapıldığını, bu nedenle ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, davacının 2011 - 2014 yılları arasında yıllık izin hariç 153 gün 92 saat ücretsiz izin kullandığını, uzun süreli ücretsiz izin kullanmak suretiyle akademik eğitimin aksamasına neden olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 05.02.2019 tarihli ve 2015/27265 Esas, 2019/2811 Karar sayılı ilamı ile özetle; “Somut uyuşmazlıkta, Vakıf Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan davacının Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi idari sözleşme ile çalıştığı, uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114 üncü ve 115 inci maddeleri uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile davanın usulden reddi yerine esastan karar verilmesi hatalıdır” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma sonrası özetle; “…Gerek taraflar gerekse Mahkememiz gelecekte Yargıtay'ın içtihat değişikliğine gidebileceğini öngörecek durumda olmamasına rağmen, dava açıldığı tarihte caiz bulunan yargı yolu ve Mahkemeye açıldığı sabit olan ancak 5 yıl sonra sadece içtihat değişikliği nedeniyle öngörülemeyecek bir nedenden dolayı dava süresinin ve yargılamanın uzatılması adil yargılanma hakkı kapsamında "yargılamanın makul bir sürede yapılması gerektiği" ilkesine aykırı olup bu nedenle dava taraflarının adalete geç erişiminin sağlandığı ve hak kaybına sebep olunacağı da sabittir.
    Ülkemizde zaten yargılamanın geç işlediği gözetilerek özellik dosyamızda olduğu gibi Dairelerin ilke kararlarında değişikliğine gittiği durumlarda en azından yargılamanın yapıldığı tarihte geçerli olan ilke kararlarına uygun olan kararların onanması gerektiği, baskın görüşte ilke kararları değiştirilecekse bu durumun öncelikle hakimler ve avukatlar olmak üzere kamuoyuna açıklanması gerektiği bu nedenle gerek yargılamada ikilik sağlanmasının gerekse adil yargılanma hakkındaki ihlallerin önüne geçilmesinin sağlanacağı sabit olup, belirtilen nedenlerle mahkememiz önceki kararında aşağıdaki şekilde direnme gereği hasıl olmuştur…” gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
    Mahkemenin direnme kararı sonrası Dairemizce dava dosyası Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş ve Genel Kurulca 14.12.2021 tarihli ve 2019/9-663 Esas 2021/1668 Karar sayılı ilamında “…Üniversite ile davacı öğretim görevlisi arasındaki işçi-işveren ilişkisinden kaynaklı özel hukuka tabî bu ilişkiden doğan uyuşmazlıkların çözümünde adli yargı görevli olduğu ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1 inci maddesi gereği uyuşmazlığın iş mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır…” şeklindeki gerekçe ile direnme uygun bulunduğundan davalı vekilinin işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Taraflar arasında davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışıp çalışmadığı ve davacının ihbar tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı ihtilaflıdır.
    Somut olayda; davacı, davalı Üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmış olup, taraflar arasında çalışma süresi boyunca belirli süreli iş sözleşmelerinin imzalandığı, 02.06.2014 tarihli rektörlük yazısı ile son imzalanan sözleşmenin bitim tarihinden sonra sözleşmenin yenilenmeyeceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece her ne kadar objektif neden bulunmaması nedeniyle davacıyla yapılan belirli süreli sözleşmelerin başından itibaren belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğu kabul edilerek ihbar tazminatı alacağına hükmedilmiş ise de 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 31 inci maddesi, öğretim görevlisi ile belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasına cevaz vermekte olup bu durumda, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 11 inci maddesinde düzenlenen şartların varlığı aranamayacağından gerek ilk sözleşmenin, gerekse yenilenerek yapılan diğer sözleşmenin belirli süreli olarak yapılmasına imkân sağlandığı, zincirleme şekilde belirli süreli sözleşme yapılmasının da sözleşmeyi belirsiz süreli hale getirmeyeceği kabul edilmelidir. İşin niteliği itibarıyla her yıl belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren geçerli sebebin bulunduğu açık olup, taraflar arasındaki sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğu anlaşılmakla davacının ihbar tazminatı alacağı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.
    3- Kıdem tazminatına esas hizmet süresi taraflar arasında bir diğer uyuşmazlık konusudur.

    Dosya kapsamında bulunan, davalı İdare tarafından sunulmuş davacıya ait bilgi ve belgeler incelendiğinde ücretsiz izin talep edilen izin formlarının mevcut olduğu, ücretsiz izin taleplerinin davalı İdare tarafından kabul edildiği ve ücretsiz izne dair tarihlerin Sosyal Güvenlik Kurumu Hizmet Dökümü ile uyumlu olduğu görülmektedir. Ücretsiz izin kullanılan dönemlerin kıdeme esas hizmet süresinden dışlanması gerekirken eksik inceleme ile kesintisiz çalışma kabul edilerek kıdem tazminatı alacağının hesaplanması hatalıdır.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 13.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi