10. Hukuk Dairesi 2019/1710 E. , 2020/3817 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2017/90-2018/504
Dava, 25.12.2009 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli işe göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelirler ve yapılan masraflar nedeniyle oluşan Kurum zararının davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile davalıların Kurumun rücu alacağından sorumluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür.
Kusur raporlarının, 5510 sayılı Yasanın 21., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Eldeki davada, alt işveren ... Güv. Ltd. Şti.’nin sigortalısı olan kazalı, asıl işveren PTT’ye ait işyerlerine silahlı para nakli aracında silahlı güvenlik görevlisi olarak çalışırken kaza tarihinde ... PTT şubesine para nakli aracıyla gelmiş, ayrıca güvenlik personeli olmayan PTT şubesine girerek yanına aldığı görevli memur ile aracın yanına geri dönmüş, görevli memur aracın içindeki kasayı anahtarı ile açmaya çalışırken yanında bulunan sigortalı, faili meçhul 3 silahlı soyguncunun müdahalesi ile karşılaşmış, bu esnada soygunculardan birinin silahını ateşlemesiyle sağ bacağından girip sol bacağından çıkan mermi ile yaralanmış olduğu kazaya ilişkin olarak Mahkemece alınan kusur raporundaki asıl işveren PTT %15, alt işveren ... Güv. Ltd. Şti. %10, faili meçhul soyguncular %65, kazalıya %10 kusur oranları gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan söz konusu kusur oran ve aidiyetleri oluşa uygun değildir. Asıl işveren PTT, Emniyet Genel Müdürlüğünden küçük miktarlarda şehiriçi para nakli ile ilgili aldığı görüş doğrultusunda para nakli işinde özel güvenlik personelini görevlendirmek için ihale yoluyla ... Güvenlik Ltd. Şti. ile akdettiği sözleşme çervesinde alt işveren elemanı olan sigortalıyı bu işte görevlendirmiştir. Öte yandan, davalı ...’nin, şubesi içinde başkaca güvenlik personeli bulundurma zorunluluğu olmadığı gibi, PTT şubesinin dışında gerçekleşen olay ile ilgili alabileceği başkaca bir önlem de bulunmadığı göz önüne alındığında davalı ...’nin kusurunun olmadığı buna karşın sigortalısına eski ve tutukluk yaptığı için olayda kulanmaktan imtina ettiği silahı veren işvereni ... Güv. Ltd. Şti.’nin kusurunun olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, yukarıda yapılan değerlendirmelere göre, Mahkemece, asıl işverenin kusuru bulunmasa dahi alt işverenin kusurundan sorumlu olacağı da gözetilerek, uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden uygun bir kusur raporu alınmak suretiyle kusur oran ve aidiyetleri belirlenmelidir.
2-Kabule göre de, faili meçhul kişilerin kusurlarından, içe rücu imkanı olmadığından, faili meçhul kişilerin kusurundan da teselsülen diğer kusurlu bulunanların sorumlu tutulması da isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda değerlendirme yapmak suretiyle mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcını istek halinde davalılardan ..."ne iadesine, 24/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.