
Esas No: 2013/22315
Karar No: 2013/22808
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/22315 Esas 2013/22808 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2013 yılı için, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. Maddesindeki atıf gözetilerek, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427.maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.820,00 TL olarak değiştirmiştir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının tespitinde alacağın tamamı gözetilmesi; tamamı dava edilen bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması HUMK"nun 427. maddesi hükmü gereğidir.
Hukuk Genel Kurulu"nun 09.04.2008 tarih ve 2008/15-312 Esas, 2008/306 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, itirazın iptali davalarında verilen hükümlerin miktar yönünden temyizlerinin mümkün olup olmadığının belirlenmesinde, salt asıl alacak tutarının değil, onunla birlikte, harcı ödenmek suretiyle müddeabihe dahil edilerek dava veya takip yoluyla istenilmiş olan işlemiş faiz miktarının da gözetilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, kesinlik sınırının
belirlenmesinde dava konusu ( müddeabih )menkul ya da alacağın değeri esas alınır. icra ( inkar )tazminatı ve giderler hesaba katılmaz ( YHGK. 13.1.1988 gün, 1988/13-586 E. ve 25 K. sy. ilamı )
Somut olayda, asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı olan 1.618,53 TL yönünden yapılan takibe itirazın iptali davasında; Mahkemece, davalılardan ... yönünden icra inkar tazminatı reddedilerek, asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden kabule karar verildiği, diğer davalı ... yönünden ise redde karar verildiği anlaşılmakta olup, yerel mahkemenin gerekçesi de gözetildiğinde, dava konusu 1.618,53 TL alacak miktarı, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna baş vurulması reddedilen miktar itibariyle mümkün değildir.
Hal böyle olunca, davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle kesinliği nedeniyle reddi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle, davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 29.11.2013 gününde oybirliği ile karar verildi .