Esas No: 2022/863
Karar No: 2022/3594
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/863 Esas 2022/3594 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Karşılaştıkları sorunlar nedeniyle karşılıklı boşanma davası açan tarafların durumu incelendi. İlk derece mahkemesi, kadının kocasına kışkırtıcı sözler ve hakaretleri, ortak çocuğu darp etmesi ve telefonla başka bir erkekle nikah kıyacakları yönünde konuşması ile erkeğin fiziksel şiddeti ve evi yakmaya kalkışması nedeniyle tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmetti. Ancak istinaf mahkemesi, kadının darp olayının dava açıldıktan sonra gerçekleştiğini ve erkeğin evi yakma girişiminden sonra tarafların barıştığını belirterek, tarafların eşit kusurlu olmadığına karar verdi ve erkeği ağır kusurlu buldu. Ayrıca, tazminat taleplerinin reddedilmesi de yanıltıcı kusur belirlemesi sonucu olmuştur. Bu nedenle, bölge adliye mahkemesi kararı bozuldu ve kadın yararına maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verildi. Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2 maddeleri, kadın yararına oluşan koşulları belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen karşılıklı boşanma davalarında ilk derece mahkemesince kadının kocasına kışkırtıcı söylemleri ve hakareti, ortak çocuğu darp etmesi, telefonda başka erkekle "boşanma davası sonuçlandığında nikah kıyarız" şeklindeki söylemleri, davacı karşı davalı erkeğin ise eşine fiziksel şiddeti ve müşterek evi yakmaya kalkışması olduğu gerekçesiyle, tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Hüküm hakkında davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince kadına yüklenen ortak çocuğu darp ettiği vakıasının dava açıldıktan sonra gerçekleştiği, erkeğe yüklenen evi yakmaya kalkışma vakıasından sonra ise tarafların bir araya geldiği ve bu kusurun affedildiği, taraflara yüklenemeyeceği ancak yine de tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilmiş, ayrıca kadın çalışmadığı geliri bulunmadığı da gözetilerek kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmolunmuştur. Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yolu inceleme talebinde bulunulmadığı, sadece davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu halde ilk derece mahkemesince davalı karşı davacı kadın aleyhine olacak şekilde erkeğe kusur olarak yüklenen müşterek evi yakmaya kalkıştığı vakıasının çıkarılması doğru olmadığı gibi; davacı karşı davalı erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davaranışları yanında eşine hakaret ettiği de anlaşılmaktadır. Yine davalı karşı davacı kadına güven sarsıcı davranış olarak yüklenen “başka erkekle boşanma davası sonuçlandığında nikah kıyarız” şeklindeki konuşmanın gerek konuşma içeriği gerekse tanık beyanından dava açıldıktan sonra gerçekleştiği ve kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Açıklananlar ışığında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı karşı davalı erkeğin davalı karşı davacı kadına göre ağır kusurlu olduğu olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı karşı davalı erkek ağır kusurlu olup bu kusurlu davranışlar aynı zamanda davalı karşı davacı kadının kişilik haklarına zarar verici niteliktedir. TMK 174/1-2 madde koşulları kadın yararına oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarlarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak bu taleplerin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda (1) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden İbrahim'e yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Hüsne'ye geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 14.04.2022 (Prş.)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.