Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2016/2344
Karar No: 2021/5213
Karar Tarihi: 16.12.2021

Danıştay 13. Daire 2016/2344 Esas 2021/5213 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/2344
Karar No:2021/5213

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN_KONUSU : ...İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının 2 (iki) yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklanmasına ilişkin 11/10/2013 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren davalı idare işleminin .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla iptal edildiğinden bahisle yasaklama kararı sebebiyle uğranıldığı ileri sürülen 40.000,00-TL manevi zararın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak ödenmesine hükmedilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacının, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü'nün, süt fabrikasının imalat ihtiyacı için yapmış olduğu Otomatik Yıkama-Dolum Kapak Kapatma Makinası Alımı ihalesine katıldığı ve 21/12/2012 tarihinde imzalanan sözleşme ile "1000 Adet Otomatik Yıkama-Dolum Kapak Kapatma Makinası" vermeyi taahhüt ettiği, daha sonra davacı firmanın normal teslim süresi içerisinde (01/04/2013) ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak malzemeyi teslim etmediği, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü'nün 18/04/2013 tarihli yazısı ile, davacı firmaya taahhüdünü yerine getirmesi için 10 gün süre tanındığı ve bu durumun ihtarname ile davacıya tebliğ edildiği, davacı firmanın ihtarlı süre içerisinde teslim ettiği malzemelerin 18/07/2013 tarihinde yapılan 1. muayene sonucunda reddedildiği, davacı firma tarafından reddedilen malzemenin yeniden muayene edilmesi için 29/07/2013 tarihinde itiraz edildiği, yapılan 2. muayene sonucunda İtiraz Muayene Komisyonu'nun 04/09/2013 tarihli yazısı ile tekrar ret kararı verilerek muayene sonucunun kesinleştirildiği, bunun üzerine davacı şirketin davalı idare ile imzaladığı 21/12/2012 tarihli sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmediği gerekçesiyle 10/09/2013 tarihinde sözleşmesi fesih edilerek teminatının Hazineye gelir kaydedildiği ve hakkında ihalelerden 2 yıl süreyle yasaklama kararının alındığı, söz konusu yasaklama kararına karşı .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile ihale sürecinden sonra gelişen olaylara ilişkin olarak 4735 sayılı Kanun hükümleri esas alınmak suretiyle işlem yapılması ve 4735 sayılı Kanunda sayılan durumların gerçekleşmesi halinde ihalelere katılmaktan yasaklanma dâhil Kanunda öngörülen diğer yaptırımların uygulanması gerekmekte iken, dava konusu işlemin 4734 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tesis edildiği görüldüğünden yasaklama işleminin iptaline karar verildiği, bakılan davanın ise iptal davasında verilen karar üzerine açılan tam yargı davası olduğu;
Uyuşmazlık konusu olayda, İdare Mahkemesince iptal kararının, işlemin sebep unsuru açısından sakat olduğu gerekçesiyle verildiği, somut olay incelendiğinde davacının ihale konusu edimlerini yerine getirmede kusurlu olduğu, davalı idarenin davacının ticari itibarının zedelenmesini ve bu nedenle davalının manevi tazminat ödemesini gerekli kılacak ölçüde ağır hizmet kusurunun bulunmadığı, davacı tarafından da manevi zarara ilişkin aksi yönde inandırıcı ve hukuken kabul edilebilir somut deliller sunulmadığından manevi tazminat isteminin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idare ile ihale süreci akabinde usulüne uygun şekilde sözleşme imzalandığı, sözleşmenin imzalanmasından sonraki aşamada gerçekleşen fiil ve davranışlar nedeniyle 4734 sayılı Kanun Hükümlerine dayanılarak yasaklama işlemi tesis edilemeyeceği, olayda 4734 sayılı Kanun'da yer alan yasak fiil ve davranışlardan hiçbirinin bulunmadığı, yasaklama kararının şirketin ticari itibarını zedeleyeceği, manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce,
10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın, Tarım ve Orman Bakanlığı adı altında yeniden yapılandırılmış olduğu anlaşıldığından, mülga Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yerine Tarım ve Orman Bakanlığı'nın davalı konumda olduğu görülerek Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı ile Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) Müdürlüğü arasında 21/12/2012 tarihinde "1000 Adet Otomatik Yıkama-Dolum Kapak Kapatma Makinası" ihalesine ilişkin sözleşme imzalanmıştır.
Davacının 21/12/2012 tarihli sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmediğinden bahisle 10/09/2013 tarihinde sözleşmesi feshedilerek teminatı Hazineye gelir kaydedilmiş, 11/10/2013 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan işlemle tüm ihalelerden 2 (iki) yıl süreyle yasaklamasına karar verilmiş, söz konusu yasaklama kararına karşı açılan davada, .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verilmiş, davacı tarafından, iptaline karar verilen yasaklama işlemi nedeniyle ticari itibarının sarsıldığından bahisle 40.000,00-TL manevi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesinde, ilgililerin haklarını ihlâl eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası açabileceği gibi ilk önce iptal davası açıp bu davada verilen kararın tebliği üzerine dava açma süresi içerisinde tam yargı davası açabilecekleri kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idarî eylem ve işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya eksiklik şeklinde tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
İdarî işlemlerden doğan zararların tazmin edilmesi amacıyla açılan tam yargı davalarında, idarî işlemin hukuka aykırı olması ve bundan dolayı idarî yargı yerince iptal edilmesi idarenin hizmet kusurunun varlığını ortaya koymaktadır. Ancak, hizmet kusurunun bulunması yeterli olmayıp, genel sorumluluk koşullarının da somut olayda gerçekleşmiş olması aranmaktadır. Bu koşullar ise, idarî bir işlem ya da idareden sadır olan ihmalî veya icraî bir eylemin varlığı, tazmin isteminde bulunanın maddi veya manevi bir zararının bulunması ve söz konusu zararın idarenin işlem veya eyleminin bir sonucu olması, yani zarar ile idarî davranış arasında kurulabilen bir illiyet bağının mevcudiyetidir.
Manevi zarar, idarenin bir eylem veya işlemi ile bir kimsenin kişi olarak haiz olduğu ve hukukça korunan hayat, vücut bütünlüğü, sağlık, hürriyet, isim, şeref, haysiyet, cinsel ve ruhsal bütünlük gibi kişilik değerlerine yapılan saldırılar sonucu kişinin bu saldırıdan dolayı duyduğu bedeni ve/veya ruhsal acı ve üzüntü olarak tanımlanmakta, manevi tazminatla kişinin bu acı ve üzüntüsünün kısmen de olsa tatmin edilmesi amaçlanmaktadır. Bu anlamda; idarî işlem veya eylemin neden olduğu ticari itibar kaybının, gerçek ve tüzel kişiler bakımından tazmin edilmesi gereken manevi bir zarar olduğu açıktır.
Uyuşmazlıkta, davacının tüm ihalelerden 2 (iki) yıl süreyle yasaklamasına ilişkin 11/10/2013 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan işlemin .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile iptal edilmesinden sonra, söz konusu kararın temyiz edildiği, Dairemizin 18/03/2020 tarih ve E:2014/3889, K:2020/933 sayılı kararı ile mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, .... İdare Mahkemesi'nce bozma kararına uyularak
yeniden yapılan inceleme sonucunda verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararla, "...olayda, Atatürk Orman Çiftliği Yönetim Kurulu Başkanlığının 10/09/2013 tarihli kararıyla davacının mücbir sebepler dışında ihale doküman ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmediğinden bahisle sözleşmesinin feshedildiği, UYAP kayıtlarının sorgulanmasından davacı tarafından söz konusu işleme karşı dava açılmadığının görüldüğü, davacı ile davalı arasında dava konusu ihale nedeniyle muhtelif uyuşmazlıklar olduğu, .... Asliye Ticaret Mahkemesinin E:...sayılı dosyasında görülmekte olan davanın davacısı ... tarafından "fesih ve fesih sonrası işlemleri kabul ettiği" hususunun belirtildiği, .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ...tarihli E:...K:...sayılı kararında, "Makine alımı konusunda taraflar arasında akdedilen 21/12/2012 tarihli sözleşmenin dava tarihi itibarıyla münfesih olduğu, feshin Atatürk Orman Çiftliği yönünden haklı nedene dayandığının taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, makinenin sözleşmeye ve teknik şartnameye uygun imal edilmediğinin sabit olduğu" hususlarına yer verildiği, bu durumda; davacının 4735 sayılı Kanun'un 25/f maddesinde düzenlendiği üzere mücbir sebepler dışında ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmediği sabit olduğundan, fiillerinin niteliği ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında iki yıl süreyle tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan yasaklanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği bu kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi neticesinde 16/12/2021 tarih ve E:2020/3909, K:2021/5212 sayılı kararla, "...davacıya isnat edilen edilen fiilin sübuta erdiği ve bu fiil nedeniyle hakkında kamu ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilebileceği açık olmakla birlikte, davalı idarece davacı şirketin fiilinin özelliği ve sonuçları ile ihale ve sözleşme sürecine etkisi dikkate alınmaksızın ve gerekçesi belirtilmeksizin Kanun'da öngörülen ihalelere katılmaktan yasaklama kararının cezanın alt sınırından uzaklaşılarak üst sınırdan (iki yıl) verilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde, eylemle ceza arasındaki ölçülülük ve hakkaniyet ilkeleri yönünden hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmadığı..." gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda, gelinen hukuksal süreçte, ihaleden yasaklama işlemine karşı açılan davanın reddine ilişkin Mahkeme kararının temyiz incelemesi sonucunda bozulmasına karar verilmiş ise de, bozma kararının yasaklama süresine yönelik olduğu, bozma kararında da belirtildiği üzere somut olayda davacının ihale konusu edimlerini yerine getirmede kusurlu olduğu, olayda davalının manevi tazminat ödemesini gerekli kılacak ölçüde ağır hizmet kusuru bulunmadığından, manevi tazminat talebinin reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi