15. Hukuk Dairesi 2015/5658 E. , 2016/1887 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı asil ... geldi. Davalı .. Yetkilisi gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı ile davalı asil ... dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, iş bedelinden yapılan kesintinin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kabulüne dair kararı davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici davasında, davalılardan ..."un .. tarihinde .. Havayolları"na ait üniformaların yapımı ve adedi konusunda kendilerine mail gönderdiğini, gönderilen bu mail üzerine .. tarihli fiyat teklifini sunduğunu, bu davalı tarafından gönderilen .. tarihli cevabi mail üzerine.. tarihinde proforma invoce oluşturularak davalıya gönderdiğini, diğer davalı şirket tarafından da hesabına 20.04.2012 tarihinde 69.108 euro ön ödeme yapıldığını, ilk sipariş olarak hazırlanan gömleklerin 15.06.2012 tarihinde davalıya gönderildiğini, ikinci sipariş olan ceket ve pantolanların ise hazır edildiğini, 28.06.2012 tarihinde bu ürünlerin kontrolünün de yapıldığını, ancak; davalı tarafından bu ürünlerin teslim alınmadığını, daha sonra davalı ... tarafından bu ürünlerin bedelinden %15 oranında indirim yapılması halinde teslim alınacağının, indirim yapılmazsa siparişin iptal edileceğinin kendilerine bildirilmesi üzerine, bu kesintiyi yaparak malları teslim etmek zorunda kaldığını iddia ederek, kesinti nedeniyle uğradığı 20.593,35 euro zararın tahsilini istemiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporunda, davacının işin ifası sırasında yükümlülüklerini yerine getirdiğinin kabul edilebileceği, davalılardan .. ürünlerin tesliminin askılı şekilde değilde koli ile yapılması konusundaki talebi nedeniyle yaşanan gelişmelerden dolayı davacının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, bu nedenle yapılan iskontonun haklı bir nedene dayanmadığı belirtilmiş, mahkemece de; davacının sözleşmede kararlaştırılan surette ikinci sipariş gereğini eksiksiz ve zamanında yerine getirmesine rağmen ücretinden %15 oranında kesintiye zorlandığı, bu suretle davacının 20.593,35 euro zarara uğradığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı yüklenicinin dava dilekçesindeki anlatımlarından davasında "gabin" iddiasına dayandığı anlaşılmaktadır. Gabin (aşırı yararlanma), dava tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 28. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmü uyarınca; bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği taktirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Gabin (aşırı yararlanma), bir sözleşmede tarafların edimleri arasında açık nispetsizlik bulunması olarak tarif edilebilir. Bir olayda gabinin varlığından söz edebilmek için objektif ve subjektif unsurların gerçekleşmesi gerekmektedir. Objektif unsur; edimler arasında açık bir nispetsizlik olarak tarif edilebilir. Subjektif unsur ise, zarar görenin müzayaka halinde olmasından veya işi hafife almasından yahut da tecrübesizliğinden dolayı gabinin gerçekleşmesi ve karşı tarafın bu durumdan bilerek yararlanmış olması olarak açıklanabilir (Turgut Uyar, Açıklamalı-İçtihatlı Borçlar Kanunu, Sorumluluk Ve tazminat Hukuku, Cilt 1, sayfa 1041 v.d.). Bu şartların varlığı halinde, kanun davacıya iki hak tanımıştır. Bunlardan birisi, davacının sözleşmeyle bağlı olmadığını bildirerek ediminin geri verilmesini isteme hakkı, diğeri ise; sözleşmeyle bağlı kalınarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme, diğer bir anlatımla menfi zararının giderilmesini isteme hakkıdır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde; davacı yüklenici eldeki davada gabin iddiasına dayanarak menfi zararının tahsili istemektedir. Davacının gabin iddiasına dayanarak menfi zararının tahsilini isteyebilmesi için az yukarda açıklandığı üzere, gabinin objektif ve subjektif unsurlarının bir arada gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Davacı dava dilekçesinde, 159.044,4 euro iş bedeli alması gerektiği halde yapılan iskonto sonucu kendisine 138.451,05 euro ödendiğini, bu suretle 20.593,35 euro zarara uğradığını ileri sürmektedir. Şu halde, 159.044,4 euro iş bedelinin yerine 138.451,05 Euro iş bedeli ödenmesinde aşırı ve açık bir nispetsizlik olduğundan söz edilemez (HGK 30.09.1972 gün 227 Esas, 765 Karar sayılı kararı). İş bedeli arasında aşırı ve açık bir nispetsizlik bulunmadığından, gabinin objektif unsuru gerçekleşmemiştir. Gabinin objektif unsurunun gerçekleşmediği hallerde, ayrıca subjektif unsurun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek yoktur. Bu durum karşısında, davanın (temyiz edenin sıfatı da dikkate alınarak) davalılardan ... yönünden reddine karar vermek gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan sebeplerle davalı ..."un temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmadığından davalı ... yararına vekâlet ücreti verilmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.