7. Hukuk Dairesi 2014/21411 E. , 2015/1145 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Eğirdir Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 18/07/2013
Numarası : 2009/53-2013/250
Davalı A.. B.. adına vekili Av.B. U. Eğirdir Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatı ile)"nden verilen 18.07.2013 gün ve 2009/53 Esas 2013/250 Karar sayılı karara ilişkin Dairemizin 28.04.2014 gün ve 2014/5811 Esas ve 2014/9230 Karar sayılı BOZMA kararının maddi hataya dayandığını ileri sürerek, maddi hatanın giderilmesi isteğinde bulunmuştur.
Dairemiz kararında maddi hata yapıldığına dair dilekçede davalı vekili, davacının temyiz talebinin süresinde olmadığını, %3 gecikme faizinin cezai şart olarak ayrı bir alacak olduğunu, dava dilekçesinde harçlandırılarak talepte bulunulmadığını, bu nedenle bu davada hüküm altına alınması mümkün olmadığından daire kararının maddi hataya dayandığını belirtmiştir.
Dosya ve eklerinin yeniden incelenmesinde, davacının dava dilekçesinde ücret alacağının TİS gereğince %3 gecikme faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ancak ücret alacağı ile cezai şart niteliğindeki bu alacakları miktar bakımından ayrıştırmadığı, bozma kararının bu yönlerden eksik olmakla maddi hataya dayandığı görülmekle Dairemizin 28.04.2014 tarihli bozma kararı ortadan kaldırılmalı, davalının 18.07.2013 tarihli mahkeme kararına yönelik temyiz itirazları yeniden incelenmelidir.
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının davalı Belediyede işçi olarak çalıştığını, davalının 6772 sayılı Yasa gereği ödenmesi gereken ilave tediyeleri ödemediğini, ücretlerinin eksik ödediğini, banka hesabına bazen bir miktar paranın yattığını ancak bunun hangi alacak karşılığı ödendiğinin açıklanmaması nedeniyle ödemenin hangi alacak karşılığı yapıldığını bilemediklerinden bahisle ilave tediye ücretlerinin Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen ödeme gününden itibaren yasal faizi ile birlikte, TİS’den kaynaklı eksik ödenen ücret alacaklarının ise TİS’ de belirlenen ödeme gününden başlayan ve gecikilen her gün için %3 faizi ile birlikte ödetilmesini istemiştir.
Davalı vekili, alacakların zamanaşımına uğradığını, ödemelerin eksiksiz yapıldığını ve parasal sorunlardan kaynaklı olarak davacılara bir kısım ödemelerin emanet hesabından yapılması nedeniyle açıklama yazılmamış olabileceğini, ilave tediyelerin ikramiye ile birlikte ödendiğini, bu nedenle hiçbir alacaklarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, istek kısmen hüküm altına alınmıştır.
3-HMK hükümleri gereği her dava, dava tarihindeki şartlara göre sonuçlandırılır. Dava, 24.02.2009 tarihinde açılmış olmasına rağmen bilirkişinin 15.03.2009 tarihini esas alarak yaptığı hesaplamaların hükme esas alınması, dava tarihinde henüz doğmamış alacakların tahsiline karar verilmesi anlamını taşıdığından dava tarihinden sonraki süreye ilişkin alacaklarında hüküm altına alınması isabetsiz olmuştur.
4-Davacı vekili dava dilekçesinde eksik ödenen ücret alacağını TİS hükmüne göre %3 gecikme faizi ile birlikte talep etmiştir. Toplu İş Sözleşmelerinde öngörülen %3 oranındaki faiz, işverenin işçi ücretlerini zamanında ödemesini sağlamaya yönelik cezai şart niteliğindedir. Davacının dava dilekçesinde ücret alacağı yanında bu cezai şartı da talep ettiği açıktır. Ancak iki alacak için tek bir miktar belirttiğinden 6100 sayılı HMK"nun 31.maddesine göre davacıya dava ve ıslah dilekçelerindeki ücret alacağı talebi açıklattırılarak, istediği miktarın ne kadarının ücret alacağı, ne kadarının cezai şart alacağı olduğu hususu netleştirilmelidir. Öte yandan bozma öncesi hazırlanan bilirkişi raporunda cezai şart alacağı hesap edilmediğinden zamanaşımı savunması dikkate alınarak cezai şart alacağına ilişkin ek hesap raporu alınmalı, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 182/3.maddesi uyarınca uygun bir indirim yapılarak miktarı belirlenmeli ve bozma öncesi talep edilen ve davacı tarafın ayrıştırarak bildireceği miktar kadarı -bozma sonrası ıslah yapılamayacağından- hüküm altına alınmalıdır. İlave tediye alacağı bakımından, ödeme zamanını belirleyen Bakanlar Kurulu kararları davalı Belediye"den getirtilerek bu tarihlere göre faiz başlangıcı belirlenmelidir. Ücret alacakları yönünden ise, TİS’de belirlenen temmerrüt tarihlerinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizine karar verilmelidir.
5-Davacı vekili, temyiz dilekçesinde yapılan masrafların eksik hesaplandığını, davalı vekili ise kısmen ret kararı verilmesine rağmen tüm masraflardan sorumlu tutulmalarının hatalı olduğunu iddia etmişlerdir.
6100 sayılı HMK’nun 326. maddesi hükümlerine göre kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı bildirilmiştir.
Dosya içeriğinden, her dosyada en az 5 tebligat yapılmasına rağmen 3 tebligat giderinin, bilirkişi ücreti olarak 4 kez ücret takdirinde bulunulmasına ve bu ücretler taraflarca dosyaya yatırılmasına rağmen, 3 bilirkişi ücreti tutarının gider olarak hesaplandığı, posta masraflarının dosyanın bilirkişiye gönderilmesi için yapılan masraftan bile az olduğu, yapılan müzekkere giderlerinin hiç hesaplanmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın yaptığı masraflar hakkında hiç karar verilmediği, taraflarca yatırılan yargılama giderinden artan yargılama gideri varsa iadesine karar verilmediği gibi, yatan tüm parayı karşılayacak kadar masraf hesabı da yapılmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, davanın kısmen reddedildiği de gözönünde tutularak, taraflarca yapılan tüm yargılama giderlerinin doğruca hesaplanarak kabul ve ret oranına göre taraflara yüklenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Dairemizin 28.04.2014 gün ve 2014/5811 Esas ve 2014/9230 Karar sayılı BOZMA kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harçlarının istek halinde taraflara iadesine, 10.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.