
Esas No: 2022/895
Karar No: 2022/3691
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/895 Esas 2022/3691 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2022/895 E. , 2022/3691 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca açmış oldukları karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması neticesinde, ilk derece mahkemesince davalı-karşı davacı erkeğin kadına karşı fiziksel şiddette bulunduğu, davacı-karşı davalı kadının ise yatakları ayırdığı, böylelikle de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduklarının kabulü ile kadının davasının kabulüne ve erkeğin davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesini yapan ilgili bölge adliye mahkemesi “mahkemece kadının eşinden ayrı yatması nedeni ile hafif kusurlu, erkeğin ise kadına şiddet uygulaması nedeni ile ağır kusurlu olduğunun kabulü ile karar vermiş ise de; davalı tanığı ...'nın" adam mısın sen pislik, alçak istemiyorum seni,si..tir git şeklinde söyledi, İsmail’i eli ile itti" beyanı ile tanık ...'un " sende defol git, ağzına sı...rım "şeklindeki beyanlarından kadının eşine hakaret ettiği ve eşini ittirmek suretiyle şiddet uyguladığı, mevcut kusurlara göre kadının ağır erkeğin hafif kusurlu olduğunun tespitine” şeklinde gerekçe ile erkek tarafından yapılan istinaf başvurusunu kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden kabul etmiş, bu kapsamda hafif kusurlu erkek yararına 5.000 TL maddî ve 5000 TL manevî tazminata hükmedilmiş, ağır kusurlu kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ise reddedilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince kadının ilk derece mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışı yanında “eşini ittirmek suretiyle şiddet uyguladığı” ve “hakaret ettiği” kusurları gerekçeye eklenerek kadının daha ağır kusurlu olduğunun kabulüne karar verilmiş ise de; erkek tarafından dilekçeler aşamasında “eşinin kendisini ittirmek suretiyle şiddet uyguladığı” vakıasına dayanılmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde ilk derece mahkemesince kadına yüklenen ve kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışı ile bölge adliye mahkemesince kadına yüklenen hakaret vakıasının gerçekleştiği, buna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile kadının daha fazla kusurlu olduğunun kabulü doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemez. Erkek yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde, davalı-karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde erkek lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanaklarından, davacı-karşı davalı kadının satış danışmanı olduğu, asgari ücret aldığı, babasının evinde yaşadığı ve kira ödemediği bildirilmiş, SGK kayıtları incelendiğinde yargılama devam ederken 11.03.2019 tarihinde işinden ayrıldığı anlaşılmış ise de kadının işinden kendi isteği ile ayrılmadığını veya işinden zorla çıkartıldığını ispatlayamadığı gibi çalıştığı dönem itibariyle tarafların ekonomik durumları ve gelirleri birbirine yakın düzeydedir. Türk Medeni Kanunu'nun 175. madde koşullarının somut olayda davacı-karşı davalı kadın yararına gerçekleştiğinden söz edilemez. Mahkemece yoksulluk nafakası şartlarının bu gerekçe ile oluşmadığı ve bu nedenle yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği gözetilmeden kadının ağır kusurlu olduğu şeklindeki hatalı gerekçeyle yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. , 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 18.04.2022 (Pzt.)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.