12. Hukuk Dairesi 2016/28805 E. , 2018/1419 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı, borçlunun, usulsüz tebligat şikayetiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 17.maddesine göre; bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılır. Borçlunun geçici olarak o yerde bulunmadığının tespiti halinde, tebligatın, o yerde bulunan yukarıda sayılan kişilere yapılması gerekir. Tebligat Kanunu’nun 17. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 26. maddesi gereğince, ilgilinin o yerde geçici olarak bulunmadığı hususu tebliğ memuru tarafından tesbit edilerek, tebligat mazbatasına şerh verilmesi gerekir.
Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde, bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurulup iddia tahkik edilmelidir. H.G.K.nun 07.04.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabilir.
Somut olayda, ödeme emri tebligat mazbatasında, tebliğ işleminin “muhatap çarşıda olduğundan tebliğ evrakı, daimi çalışanı Abbas ...... imzasına tebliğ edildi” şerhiyle yapıldığı, tebligatın, şeklen usule uygun olduğu anlaşılmakla birlikte, mahkemece, beyana dayalı olarak düzenlenen SGK sigortalı çalışan kayıtları esas alınarak, tebligatı alan kişinin tebliğ tarihinde borçlunun iş yerinde çalışmadığı gerekçesiyle tebligatın usulsüz olduğuna karar verilmesi doğru değildir.
O halde, mahkemece, tebliğ yapılan kişinin ad ve soyadı ilgili Posta Müdürlüğünden sorulup tespit edildikten sonra, bu şahsın tebliğ tarihi itibariyle borçlunun iş yerinde çalışıp çalışmadığı kolluk marifetiyle araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.