11. Hukuk Dairesi 2019/1214 E. , 2020/1246 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/02/2018 tarih ve 2016/888 E. - 2018/160 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 20/12/2018 tarih ve 2018/755 E- 2018/1560 K. sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ise de 07/01/2019 tarihinde davacılar vekili tarafından verilen duruşmadan vazgeçme dilekçesi de dikkate alınarak, dosyanın incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacı şirketin grup şirketi ve bölünme öncesi asıl şirket olan Berza-Es Sağlık A.Ş. ile davalı banka arasında 05.09.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi ve eki olan 05.03.2104 tarihli prensip anlaşması yapıldığını, bu kredi kapsamında 9.500.000,00 USD tutarında kredi kullandırıldığını, ancak faiz oranlarındaki düşüş nedeniyle bu kez kredinin USD yerine EURO cinsinden kullandırılmasının talep edildiğini, davalı bankanın Berza-Es A.Ş."den 110.000 EURO kapama komisyonu tahsil ettiğini ve kredinin kapatılarak davacı şirket adına yeni kredi açıldığını, yeni alınan kredinin erken kapatılması halinde erken kapama komisyonu vesair adı altında bedel alınmaması konusunda taraflar arasında mutabakata varıldığını, ancak davalı bankanın bu hususta yazılı taahhüt vermemesi üzerine davacı şirket ortaklarınca kredinin kabulüne ilişkin kararın imzalanmadığını, prensip anlaşmasının 18. maddesinde verilen kredide hukuka aykırılık olması durumunda kredinin kapatılarak kapama komisyonu alınmayacağının kararlaştırıldığını, şirket ana sözleşmesinde her türlü borçlanmalarda şirket ortaklarının tümünün onayı gerektiğinin düzenlendiğini, kullandırılan kredinin şirket ortaklarının tümünün onayı bulunmadığından hukuki dayanağının olmadığını ve bu nedenle kredinin kapatıldığını, davalı bankanın kapama komisyon bedelini ana para ve faiz ödemesinden mahsup ederek işlem yaptığını, kalan borç için davacı ...’ın banka hesaplarına bloke koyarak anılan bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek haksız olarak tahsil edilen 310.000 EURO alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, erken kapama komisyon tutarının davacı şirket hesabından tahsil edildiğini, davacı ...’ın aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, 05.03.2014 tarihli prensip anlaşması ile erken kapama halinde uygulanacak erken kapama oranının kararlaştırıldığını, 05.09.2014 tarihinde ise genel kredi sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırıldığını, bölünme öncesi Berza-Es A.Ş. ile banka arasında var olan karşılıklı hak ve yükümlülüklerden bölünme sonrası davacı şirketin sorumlu olacağının taahhüt edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı şirket ve davalı banka arasında 29.04.2015 tarihli 13.000.000,00 Euro limitli yeni bir genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davacı ...’ın TBK 583. maddesine uygun şekilde bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kredi borcunun erken kapatılması aşamasında davalı bankanın ödenen miktarın %3 oranında erken kapama komisyonu ve komisyonun %5 oranında BSMV tahsil ettiği, komisyon oranı tahsilat tarihi itibarıyla diğer bankaların uygulamaların altında olup fahiş olmadığı, 29.04.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinin 12.3 ve 12.5 maddesi hükümlerine göre davalı bankanın kredinin erken kapatılması halinde komisyon tahsil edilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili istinaf etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 34,40 TL harcın temyiz eden davacılara iadesine, 12/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.