Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8135
Karar No: 2020/1702

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8135 Esas 2020/1702 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, Orman Yönetimi tarafından açılan ve kesinleşen tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilen bir taşınmaz için açılan tazminat davasıdır. Davacılar, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunu belirterek, iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte maddi tazminat talep etmişlerdir. Mahkemece, davacıların kısmen kabul edilen talepleri doğrultusunda davalı Hazine'den tazminatın tahsili kararı verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı, faize de bu tarihten itibaren hükmedileceği, ıslah suretiyle arttırılan miktar için ise ıslah dilekçesinin kapsamıyla bağlı kalınacağı kabul edilmektedir.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2017/8135 E.  ,  2020/1702 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
    K A R A R

    Davacılar ... ve Neriman Yula vekili, 30/03/2012 havale tarihli dava dilekçesi ile ..., Esenköy 163 ada 6 parsel sayılı taşınmazların, Orman Yönetimi tarafından açılan ve kesinleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/285 E. - 2009/378 K. sayılı kararı ile tapu kaydının iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, Türk Medenî Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile iptal kararının kesinleştiği 06/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 200.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleştirilen 2012/170 sayılı dosya davacısı ... de 163 ada 5 sayılı parsel için 04/04/2012 tarihli dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000 TL talep etmiş, daha sonra 17/06/2013 tarihli dilekçe ile harcını yatırmak suretiyle dava değerini 45.578,72 TL olarak ıslah etmiş ve aynı gün açtığı birleştirilen 2013/489 E. sayılı davası ile de dava dilekçesinde belirtilen 30.000 TL tazminat için tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren faiz talep etmiştir.
    Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 163 ada 6 sayılı parsel için 34.159,45 TL"nin dava tarihinden itibaren; birleştirilen davanın kısmen kabulü ile 163 ada 5 sayılı parsel için 33.445,10 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Dairenin 27/6/2016 gün ve 2015/2460 E. - 2016/7492 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle, dava tarihi itibarıyla hesaplanan değer üzerinden tazminat ödenmesine ve hesaplanan değerin tümüne dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de; karar dosya kapsamına ve yerleşik uygulamaya uygun değildir.
    4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu kaydının iptalinden kaynaklı tazminat davalarında, zararın, mülkiyetin kaybedildiği tarih olan, tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği günde doğmuş olduğu, bu nedenle değer tespitinin bu tarih itibarıyla yapılacağı, faize de bu tarihten itibaren hükmedileceği, ıslah suretiyle arttırılan miktar için ise ıslah dilekçesinin kapsamıyla bağlı kalınacağı kabul edilmektedir.
    O halde mahkemece, taşınmazın tarla olduğu kabul edilerek, gelir esası metoduna göre iptal kararının kesinleştiği tarih olan 06/04/2011 tarihi itibarıyla değer tespit edilmesi, başlangıçta dava açılırken belirtilen değere zararın oluştuğu o tarihten itibaren; ıslah edilen kısım için ise ıslah dilekçesinde ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edildiğinden, ıslah tarihinden itibaren faiz hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Kabule göre de; Hazine harçtan muaf olduğu halde, davacının yatırdığı ıslah harcının, Hazineden tahsiline karar verilmiş olması da doğru değildir." hususlarına değinilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; asıl dava yönünden:
    Davanın kabulü ile 24.249,98 TL"nin 06/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, (Çınarcık ilçesi, Esenköy beldesi, 163 ada 6 parsel için)
    Birleştirilen 2012/270 Esas 2013/489 Esas sayılı dosyalar yönünden davanın kabulü ile 23.742,88 TL"nin 06/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, (Çınarcık ilçesi Esenköy beldesi, 163 ada 5 parsel için) karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre kesinleşen orman kadastrosu, 1990 yılında kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulaması ile 1963 yılında kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazların arazi niteliğinde olduğu kabul edilmek ve net gelir esasına göre değer tespit edilmek suretiyle davacılar yararına tazminata karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak asıl davada davacılar ıslah dilekçeleriyle taleplerini 200.000 TL"ye, birleştirilen davada ise 45.578,72 TL"ye çıkardıklarına ve mahkemece asıl davada 24.249,98 TL, birleştirilen davada ise 23.742,88 TL tazminata hükmolunmasına göre davanın kısmen kabulüne şeklinde hüküm kurulması gerekirken, davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulması ve reddedilen kısım yönünden Hazine lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir. Ayrıca, bozma kararında belirtildiği ve bozmaya uyulduğu halde, mahkemece Hazineye harç yüklenmiş olması da hatalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu yönden BOZULMASINA 09/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi