Esas No: 2013/1153
Karar No: 2013/1766
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1153 Esas 2013/1766 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2013/1153 E. , 2013/1766 K.- İSKİ TARAFINDAN IHALE EDILEN "TAVUKÇU DERESI ISLAH PROJESI" ÇALIŞMALARI SIRASINDA, YAĞAN YAĞMURLA DERE YATAĞINDAN TAŞAN SULARIN DAVACININ KIRACISI OLDUĞU TESISE VERDIĞI ZARARLAR KARŞILIĞI TAZMINATA HÜKMEDILMESI ISTEMIYLE AÇILAN DAVANIN, HIZMET KUSURU ESASINA GÖRE İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : İstanbul Emlak Bankası Spor Kulubü Derneği Vekili : Av. E.D. Davalılar : 1-İSKİ Genel Müdürlüğü Vekilleri : Av. H.E., Av. S.G. 2- K. İnşaat San. ve Tic. A.Ş. Vekili : Av. E.A. 3-Bakırköy Belediye Başkanlığı Vekili : Av. F.Ö.B. 4-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Vekili : Av. E.B. O L A Y : Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili derneğin faaliyetlerini, Türkiye Emlak Bankası A.Ş. den 1.10.1992 de kiraladığı İstanbul İli, Bakırköy İlçesi Ataköy 11. Kısım, 51 pafta, 1994 ada 1 parselde bulunan tesislerde sürdürdüğünü; gayrimenkulün malikinin de T.C Ziraat Bankası A.Ş. olduğunu; kiracısı bulundukları gayrimenkulün yan tarafında bulunan Tavukçu Dere yatağında K. İnşaat Sanayi ve Tic.A.Ş. tarafından kanal çalışması yapıldığını; anılan Şirketin 18 ve 19.07.2007 tarihlerindeki kanal inşaatı çalışmalarında, gayrimenkulün kanal boyunca devam eden duvarın yaklaşık 30 metrelik kısmının yıkıldığını; daha dikkatli olmaları hususunda ikazda bulunulduğunu; İSKİ Genel Müdürlüğü kontrolünde bulunan dere yatağı ve kanal çalışmalarının K. İnşaat San. ve Tic.A.Ş. tarafından yürütüldüğünü; dere yatağının Ataköy 11 .Kısımda bulunan Öğretmenevi ve İlköğretim Okulunun yanında bulunan köprünün ön tarafına ve suyun akışını engelleyecek şekilde inşaat molozları doldurulduğunu ve dere yatağının kapatıldığını; kanal inşaatının molozları bu şekilde yığılı olarak dere yatağının içinde ve su akışını engelleyecek şekilde köprü önüne bırakıldığı tarihlerde, K. İnşaat A.Ş.nin, bu bölümdeki çalışmalarına uzun süre ara verdiğini, çalışmaların bu halde yarım bırakıldığını, uzun süre tamamlanmadığını; 13,14 Ekim 2007 tarihlerinde yağan yağmur sonucu dere yatağının ve kanalın molozlarla kapatılmış olması nedeniyle, yağmur sularının kanaldan taştığını, etrafta bulunan binaları sel bastığını, bazı yerlerde3 metreyüksekliğinde su baskınları olduğunu; Bakırköy Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve diğer birimlerin müdahale etmesinin istendiğini ancak yardım gelmediğini; su baskını sonucu çevrede bulunan bir çok bina ve tesiste maddi hasar meydana geldiğini; su baskını sonucu müvekkili spor kulübünde meydana gelen hasarların tespit edilmesi için Bakırköy 1.Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat edilerek 2007/613 D.İş sayılı dosya ile mahallinde üç kişilik bilirkişi heyeti ve mahkeme hakimi tarafından keşif yapıldığını; düzenlenen 06.02.2008 tarihli bilirkişi raporuna göre, Tavukçu Deresi yatağının inşaat molozları ile doldurularak kapatılmış olduğu ve 14.10.2007 tarihinde yağan yağmur nedeniyle su baskını olduğu ve su baskını sonucu müvekkili spor kulübünün maddi hasara uğradığı ve bu maddi hasarın; elektrik malzeme işçilik ve onarım giderlerinin:54.448,45 YTL, genel zararın:42.028,92 YTL, havuzaltı sistemi bakım ve onarım giderlerinin: 11.634,80 YTL, kapalı spor salonu ısıtma-klima santralı onarımının :3.204,00 YTL, soğutma grubu kompresör bakım ve onarımının:20.532,00 YTL, havuzaltı, arşiv ve soyunma odaları sıva ve boyanın: 10.814,70 YTL, çöp ve hurdaya atılan malzeme bedellerinin:63.852,00 YTL olmak üzere toplam 206.334,17 YTL olduğunun tespit edildiğini; İstanbul Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü bünyesinde çalışan mühendislerden oluşturulan üç kişilik bilirkişi heyetinin, 16.10.2007 tarihinde mahalde yaptıkları inceleme sonucunda düzenledikleri 18.10.2007 tarihli bilirkişi raporunda, İstanbul Emlak Bankası Spor Kulübü Demeğine ait sosyal tesisler ve spor alanları, makine dairesi, lokal mutfak, çamaşırhane, bulaşıkhane, kuaför, jimnastik salonu, bar, kafeterya, sauna, jeneratör, hidrofor, klima santrali, kulüp soyunma odaları, arşiv, malzeme deposu vb kısımların tamamen lağım, balçık ve su altında kaldığı ve kullanılamaz halde olduğunun tespit edildiğini; her iki bilirkişi raporunda da Tavukçu Deresinin ıslah çalışmaları sırasında Öğretmenevi bitişiğindeki köprü menfezinin kapatılması vs. nedenlerle sel baskını olduğunun açıkça tespit edildiğini; bu sel baskınının meydana gelmesinde davalıların kusur ve ihmalinin bulunduğunu; inşaat molozlarının dere yatağının içerisinde biriktirilmesi, köprü önüne yığılarak suyun akışının engellenmesi, dere ıslah çalışmalarının bu haliyle yarıda bırakılarak çalışmalara uzun süre ara verilmesi, sonbahar aylarında havaların yağışlı olmasına rağmen çalışmaların belirtilen şekilde gerekli dikkat ve özen gösterilmeden yapılmış olması gibi hususların, davalıların kusur ve ihmallerini gösterdiğini ifade ederek;, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, müvekkilinin uğradığı ve şimdilik tespit edilen hasar bedeli olan 206.334,17 YTL.nin davalılardan alınarak davacı müvekkil spor kulübü derneğine ödenmesine karar verilmesi istemiyle, İSKİ Genel Müdürlüğü ve K. İnşaat San. ve Tic. A.Ş.ne karşı adli yargı yerinde dava açmıştır. Davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğünün talebi üzerine, dava İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve Bakırköy Belediye Başkanlığına ihbar edilmiştir. Davalı İdarelerden, İSKİ Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekillerince, süresi içerisinde, idarenin hizmet kusuru esasına dayanan davada idari yargının görevli olduğu öne sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur. BAKIRKÖY 8.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:21.1.2013 gün ve E:2008/104 sayı ile, İSKİ Genel Müdürlüğünün, 2560 Sayılı Kanun ile kurulmuş Ticaret Kanunu"nda öngörülen biçimde özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olması yanında, ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletildiği; yaptığı işler itibari ile de ticarethane sayılıp tacir sıfatını taşımakta olduğundan davacı ile davalı İSKİ arasındaki haksız fiilden kaynaklanan iş bu davaya bakmanın adli yargının görev alanı içine girmesi nedeni ile davalı vekilinin yargı yolu itirazının reddine (Y.Y.HGK 03.10.2007 tarih -2007/4-597) karar vermiştir. Davalılardan, İSKİ Genel Müdürlüğü vekilince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe ve dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 20.11.1981 tarih ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olarak, İstanbul Su ve Kanalizasyon idaresi Genel Müdürlüğü kurulmuş olup; anılan Kanun"un 2"nci maddesinin (b) bendinde, "Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek," bu Genel Müdürlüğün görev ve yetkileri arasında sayılmış olduğu; tüzel kişiliğe sahip bir kamu kuruluşu olan anılan idarenin görev ve yetkisine verilen söz konusu hizmetlerden her birinin, genelin yararı için yürütülen birer kamu hizmeti olduğu, bu hizmetlerin hukuka uygun olarak yürütülmemesinin de, bu İdarenin Kamu Hukuku kurallarına göre sorumluluğunu gerektiren hizmet kusuru niteliğinde olduğu; Anayasanın 125"inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2"nci maddesinin 1"inci fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı; bu anayasal ve yasal durumlara göre, kamu idarelerinin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koydukları plan ve projeye uygun olarak yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verilen zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerlerinin görevli bulunduğu, hizmetin, kamu idaresi tarafından bizzat veya yüklenici eliyle yürütülmesinin de, bu hukuki duruma etkili olmadığı, dava dosyasında; davacının zararının, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün kanunla kendisine görev olarak verilen hizmetleri gereği gibi yürütmemiş olmasından kaynaklandığı, bu nedenle, anılan İdarenin doğan zarardan sorumluluğu bulunduğunun ileri sürüldüğü, dolayısıyla; davadaki uyuşmazlığın çözümü, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasına göre davalı idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirdiği, bu saptamalar ise, idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden; 2577 sayılı Kanun"un 2"nci maddesinin 1"inci fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunan davanın görüm ve çözümünün, İdari Yargı"nın görevine girdiği gerekçesiyle; 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu maddesi Mahkemesine uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık gönderilmesine karar vermiştir. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun"un 1. maddesinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün kurulduğu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu; görev ve yetkilerinin düzenlendiği 2. maddesinin (b) bendinde: “Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek olduğu” hükmünün yer aldığı; Anayasa"nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun"un 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayılmış bulunduğu; dava konusu uyuşmazlığın, tüzel kişiliğe haiz bir kamu kuruluşu olan davalı idarenin ilgili mevzuat hükümleri gereğince kendisine tevdi edilen kamu hizmetini gereği gibi yerine getirmediği ileri sürülerek, dere ıslah projesinin yetersizliği ile denetim ve kontrol eksikliği nedeniyle meydana gelen söz konusu zararın tazmin edilmesi talebinden kaynaklandığından, kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında meydana gelen zararlardan dolayı, idarenin hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olup olmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı Kanun"un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinin düşünüldüğü, açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/104 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında; l-İLK İNCELEME:Dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin anılan Yasa’nın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcılığı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde anılan İdare yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, İSKİ tarafından ihale edilen "Tavukçu Deresi Islah Projesi" çalışmaları sırasında yağan yağmurla dere yatağından taşan suların davacının kiracısı olduğu tesise verdiği zararlar karşılığı tazminata hükmedilmesi istemiyle açılmıştır. 20.11.1981 gün ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulduğu, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin, İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu, İSKİ personelinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine tabi bulunduğu belirtilmiş; 2. maddesinin (b) bendinde “b) Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek”, (d) bendinde “ Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak”, İSKİ"nin görev ve yetkileri arasında sayılmış; 4. maddesinde, İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisinin, İSKİ Genel Kurulu olarak görevli ve yetkili olduğu belirtilmiştir. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır. Davacı vekili tarafından, İstanbul’da 13-14/10/2007 tarihlerinde gerçekleşen sağanak yağışla birlikte, İSKİ tarafından ihale edilen "Tavukçu Deresi Islah Projesi" çalışmaları sırasında, Ataköy 11 "inci Kısım yakınındaki köprü menfezinin kapatılması; rögarların bakımsız ve tıkalı olması sonucunda, dere yatağından taşan suların davacı Derneğe ait tesislerde zarara neden olduğu, olayda davalı İdarenin denetleme ve kontrole ilişkin sorumluluğunu yerine getirmediği ileri sürülerek uğranılan zarar karşılığında 206.334,17 TL.nin davalılardan alınarak kendilerine ödenmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin; hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır. Belirtilen durum karşısında, davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının, Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalılardan İSKİ Genel Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Bakırköy 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.1.2013 gün ve E:2008/104 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 30.12.2013 gününde Üye Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU VE OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi. KARŞI OY 13.10.2007 tarihinde meydana gelen aşırı yağış nedeniyle Tavukçu Deresinin taşması sonucu evini su bastığı, ev, eşya ve aracının zarar gördüğü, davalı kurumun üzerine düşen görevi tam ve eksiksiz yerine getirmediği iddiasıyla zararın tazmini istemiyle davacı tarafından davalı kurum aleyhinde Adli Yargı da dava açılmıştır. Davalı İdari vekili süresinde, Uyuşmazlığın İdari Yargının görev alanında kaldığını bildirerek Yargı Yolu itirazında bulunmuştur. Mahkemece Yargı Yolu itirazın reddine karar verilmesi üzerine davalı vekilince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebi ile dosya Danıştay Başsavcılığına gönderilmiş, Danıştay Başsavcılığınca, uyuşmazlığın davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı, İdari Yargının görev alanına girdiği düşüncesiyle olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar verilerek dosya Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir. Yüksek Mahkemece yapılan inceleme sonucunda Uyuşmazlığın davalı İdarenin hizmet kusurundan doğduğu İdari Yargının görev alanında kaldığı gerekçesiyle İdari Yargının görevli olduğuna davalı idarenin görev itirazının reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Sayın çoğunluğun Uyuşmazlıkta İdari Yargıyı görevli kabul eden düşüncesine iştirak edilmesi mümkün değildir. Zira; Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK 18.maddesinde “Ticaret Şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten demekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmi şahısları tarafından teşekkül ve müesseslerin dahi tacir sayılacakları” belirtilmiş, aynı yasanın 12/11 maddesinde su, gaz, elektrik dağıtım,telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır. Davalı kurum hakkında uygulanması gereken İSKİ’nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı yasada, bu kurumun genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceğinin açıklanması karşısında bu kuruluşun özel hukuk hükümlerince İdare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 29.11.1995 gün 1995/11-647 esas 1995/1043 sayılı vs. kararlarında 2560 sayılı kanuna tabi olan İSKİ’nin gördüğü hizmetin kamu hizmeti olmakla birlikte faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK 18/1 maddesi anlamında tacir sayılacağı ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davaya bakmaya görevinin Adli Yargının görev alanına girdiğini benimsemiştir. Ayrıca İSKİ’nin abonelerinden kullanma suyu ve atık sularından talep ettiği bedel konusunda çıkan uyuşmazlıklarda Adli Yargının görevli olduğu benimsenmişken aynı kurumun şahıslara karşı haksız eyleminden dolayı İdari Yargının görevli olduğunu kabul etmek 2560 sayılı yasanın uygulanmasında çelişki oluşturacaktır. Bu durumda tacir olan davalı İSKİ ile davacı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevi Adli Yargıya ait olup açıklanan nedenlerle uyuşmazlıktan İdari Yargıya görevli kabul eden sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. Karşı Oy Eyüp Sabri BAYDAR
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.