11. Ceza Dairesi 2017/15980 E. , 2019/2224 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanığın kullandığı... plakalı araca ait motorlu araç trafik tescil belgesindeki 20.06.2006 başlangıç tarihli muayene işleminin sahte olduğu iddiasıyla sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında; sanığın, söz konusu aracın, ... adresinde faaliyet gösteren ...Yapı Endüstri Sanayi ve Tic. Ltd. Şirketine ait olduğunu, kendisinin bu şirkette çalıştığını ve araçla beş yıldır nakliyecilik yaptığını, aracın muayene işlemlerinin, şirket tarafından gönderilen kişilerce yapıldığını savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi bakımından; belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğundan, suça konu belge aslının incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması, aldatma niteliğinin ne şekilde gerçekleştiğinin gerekçeli kararda tartışılması; suça konu belge duruşmada sanığa gösterilerek üzerindeki yazı, rakam ve imzaların kendisine ait olup olmadığı hususunun sorulması, kabul etmediği takdirde yazı, rakam ve imzaların sanığa aidiyeti hususunda usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması; aracın kayıt maliki olan şirketin suç tarihindeki yetkilileri belirlenerek, CMK’nin 48. maddesindeki hakları hatırlatılarak tanık olarak dinlenmeleri; aracın muayene tarihi itibarıyla fenni muayene yapılmasına engel birikmiş vergi borcu ve trafik cezası olup olmadığının da ilgili kurumlardan araştırılması, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) 5271 sayılı CMK"nin 231/11. maddesinin; “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklinde düzenlendiği, buna göre sözü edilen fıkranın ikinci cümlesi uyarınca, cezanın kısmen infazı, ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilebilmesinin ancak yükümlülüklerini yerine getiremeyen sanıklar yönünden mümkün bulunduğu, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi nedeniyle CMK"nin 231/11. maddesi uyarınca hakkındaki hükmün açıklanması sırasında ilk hükmün açıklanması ile yetinilmesi gerektiği ve hükmolunan cezanın seçenek yaptırımlara çevrilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hükmolunan hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi,
b) Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, kasten işlenmiş suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 05.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.