13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18334 Karar No: 2018/11629 Karar Tarihi: 04.12.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/18334 Esas 2018/11629 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/18334 E. , 2018/11629 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR
Davacı, 02.01.2013 tarihinde dava konusu otomobili satın almış olduğunu, kısa süre sonra aracın şanzıman ve motorundan anormal sesler gelmeye başladığını, onarım ameliyesine rağmen sağlıklı bir netice alınamadığını, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, misli ile değişim veya ayıplı aracın davalılara iadesi ile bu araç için ödenmiş olan bedelin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dilemiştir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulü ile; dava konusu aracın davacı tarafından davalılara iadesine, aynı donanıma sahip mislinin davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere davacıya verilmesine, bu mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 93.374,54 TL"nin aracın teslim tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...Aş"den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece hüküm fıkrasında davanın kabulüne karar verildiği ifade edilmiş ardından misli ile değişim ve bunun olmaması halinde ise bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme yönünde karar verilmiştir. Hukuk usulü yasası 111/1. maddesi ile terditli dava açılması yönünde bir düzenleme yapılmış ise de, aynı hüküm 2. fıkrası ve yukarıda yazılı 297/2. maddeleri ile yasa koyucu tarafından terditli bir şekilde hüküm kurulmasına cevaz verilmemiştir. Mahkemenin ulaşmak istediği sonuca infaz aşamasında İİK 24. maddesi uygulaması ile ulaşılabilecek olup; karar bu hali ile infaz kabiliyeti taşımamaktadır. Mahkemece, bu şekilde terditli şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.