Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8732
Karar No: 2017/2645
Karar Tarihi: 03.04.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/8732 Esas 2017/2645 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı banka tarafından açılan icra takibinde kefil sıfatıyla borçlu olan davacı, borçlu olmadığını savunarak menfi tespit davası açmıştır. Mahkeme davacının borçlu olmadığına karar vermiş ve kötü niyet tazminatı talebini reddetmiştir. Davacının temyiz istemi süre yönünden reddedilmiş, hüküm kabul edilmiştir. Kararda, Medeni Kanun’un 2. maddesine aykırı olduğu belirtilen davanın konusu olan kredi sözleşmesi ise dosya içerisine getirtilen belgelerden, davacının şirketi temsile yetkili olduğu tarih itibariyle imzalandığı anlaşılmıştır. Kanun maddeleri olarak T.B.K.’nın 6098 sayılı hükümlerinin uygulanmaması savunulmuştur.
19. Hukuk Dairesi         2016/8732 E.  ,  2017/2645 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı banka tarafından ... İcra Müdürlüğü’nün 2013/10062 esas sayılı dosyası üzerinden müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak 29/05/2008 tarihli kredi sözleşmesine davacının şahsi olarak kefil olmadığını, dava dışı ... İmar... Ltd. Şti. yetkilisi olarak sözleşmeyi imzaladığını bu nedenle icra takibinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, lehlerine %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının davasını hak düşürücü süre içerisinde açmadığını, dava dışı ... Yapı İnş....Ltd. Şti."ne kullandırılan ..., ... Ltd. Şti., ..., ..., ... ve davacı ..."ın müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, asıl borçlu ve kefillere gönderilen ihtarname ile kredinin kat edildiğini ve borcun muaccel hale geldiğini, icra takibine ilişkin ödeme emrinin davacı ..."a 10/09/2009 tarihinde tebliğ edildiğini ve dava açıldığı tarihe kadar borçlu olmadığına dair bir itirazı bulunmayan davacının bu davayı açmasının Medeni Kanun’un 2. maddesine aykırı olduğunu, dava konusu olayda 6098 sayılı T.B.K."nın hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu kredi sözleşmesini, davacının şirketin yetkilisi sıfatı ile imzaladığı, imzanın şirketin kaşesi üzerine atıldığı, davacının kefalet belgesi üzerinde şahsi sorumluluğunu gerektirecek ayrıca bir imzasının bulunmadığı, dosya içerisine getirtilen belgelerden kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibari ile davacının şirketi temsile yetkili olduğu anlaşıldığından, davacının müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının icra takibini kötü niyetle yaptığı ispatlanmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Davacı ... vekili, davalı .... vekilinin temyiz dilekçesine karşı düzenlediği temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin temyiz itirazlarını ileri sürmüşse de söz konusu dilekçenin HUMK’un 433. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre içinde verilmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddi gerekmiştir.
    2- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 03/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi