Hırsızlık - iş yeri dokunulmazlığını bozma - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/16890 Esas 2019/983 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/16890
Karar No: 2019/983
Karar Tarihi: 17.01.2019

Hırsızlık - iş yeri dokunulmazlığını bozma - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2016/16890 Esas 2019/983 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir iş yerine yapılan dokunulmazlığın bozulması ile hırsızlık suçlarını işleyen sanıkların mahkumiyetine hükmetti. Ancak kararda yazım hatası nedeniyle suç adının konut dokunulmazlığını bozma suçu olarak yazıldığı belirtilmiştir. Ayrıca, suça konu eşyayı üçüncü kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden sanığın, satıştan elde ettiği menfaati iade etmeden, üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan eşyayı sattığı yeri göstermesinin, etkin pişmanlık olarak değerlendirilemeyeceği vurgulanmıştır. Dosyada, iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişi tarafından işlendiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, eksik ceza tayini yapıldığı belirtilerek, kanun maddeleri açıklanmış ve Anayasa Mahkemesi'nin belirlediği hak yoksunluklarının uygulanması infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Karar, oybirliğiyle onanmıştır. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 763. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesi, 119/1-c maddesi ve 53. maddesi.
2. Ceza Dairesi         2016/16890 E.  ,  2019/983 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Gerekçeli kararda, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunun oluştuğu kabul edildiği halde, gerekçeli karar başlığında ve hüküm fıkrasında suç adının konut dokunulmazlığını bozma suçu olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiş, sanıklar hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/03/2013 gün ve 2012/6-1232 E.,2013/106 K.sayılı kararında da açıklandığı üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 763. maddesi uyarınca suça konu eşyayı bir üçüncü kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden sanığın, satıştan elde ettiği menfaati iade etmeden, üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan eşyayı sattığı yeri göstermesi, etkin pişmanlık olarak değerlendirilemeyeceği gibi, eşyanın satın alınan kişiden alınarak mağdura iade edilmiş olması da 5237 sayılı TCK"nın 168. maddesi kapsamında sanıklar tarafından gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabul edilemeyeceği nazara alınmadan 5237 sayılı TCK"nın 168/1. maddesinin uygulaması suretiyle eksik ceza tayini ve iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişi tarafından işlendiğinin dosya kapsamından anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 119/1-c maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.