10. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/8983 Karar No: 2013/5776
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/8983 Esas 2013/5776 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2012/8983 E. , 2013/5776 K.
"İçtihat Metni"
.... Dava, davalıya bağlanan iş göremezlik gelirinin fazla hesaplandığı iddiasıyla 1464.19 TL asıl alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun, katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2011 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.540,00 TL. olarak değiştirmiştir. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında alacağın tamamının gözetilmesi; tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesi hükmü gereğidir. Somut olayda, davacı Kurum vekilinin 1464,19 TL asıl alacak üzerinden takibin devamını talep etmesine göre, yerel mahkemece kabulüne karar verilen tutar, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün değildir. Hal böyle olunca, davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin kabul edilen miktar itibariyle, kesinliği nedeniyle reddi gerekir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle davacı avukatının temyiz dilekçesinin REDDİNE, 25.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi .