
Esas No: 2022/1269
Karar No: 2022/3851
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1269 Esas 2022/3851 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Boşanma davası sonucunda verilen kararda, davacı erkeğin kusur belirlemesi yapıldı ve davalı kadının lehine tazminat kararı verildi. Ancak kadının yararına takdir edilen tazminat miktarı az olduğu için, Türk Medeni Kanunu'nun hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili maddeleri dikkate alınarak daha uygun miktarda tazminat takdiri gerektiği belirtildi. Ayrıca, davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmemesi ve yoksulluk nafakası talebinin reddedilmesinin yanlış olduğu vurgulandı. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 185/3 ve 186/3 maddeleri ile TMK 175. maddesi açıklayıcı şekilde belirtildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, davalı kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve istinaf yargılama gideri yönünden; davalı kadın tarafından ise hükmün tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin tüm, davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3 üncü ve 186/3 üncü maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
4-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). İlk derece mahkemesince davalı kadının çalıştığı ve düzenli geliri olduğu, tarafların gelirlerinin eşit düzeyde olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince de davalı kadının bu yönden istinaf talebinin esastan reddine dair karar verilmiş ise de; dosyanın incelenmesinde davalı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında, kadının Milli Eğitim Bakanlığında şirket elemanı olarak asgari ücretli olarak çalıştığı, davacı erkeğin ise emekli memur olduğu belirtilmiştir. Bu durumda davalı kadının işinin sürekli olup olmadığı, çalıştığı belirtilen kurumda kadrolu olup olmadığının ve kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelirinin olup olmadığının, işten ayrılmışsa kendi isteği ile mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı hususlarının araştırılarak, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi suretiyle gerçekleşecek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 20.04.2022 (Çar.)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.