15. Hukuk Dairesi 2016/642 E. , 2016/1849 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan teminat olarak alıkonulan bedelin ödenmemesinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı şirket yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici şirket vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında .. .. ..yapımına ilişkin 14.03.2006 tarihli sözleşmenin imzalandığını, asfalt plentinin imâl edilerek davalıya teslim edildiğini, garanti süresinin dolduğunu ve garanti olarak tutulan 32.000,00 euronun ödenmediğini, ödenmeyen kısmın tahsili amacıyla ..... .. Müdürlüğü"nün .. Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiğini, davalı borçlunun haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve %40"tan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi vekili ise, makinenin kurulmasından sonra devamlı arıza verdiğini ve arızaların giderilemediğini bu nedenle iadenin sözkonusu olamayacağını savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve icra inkâr tazminatına karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-.. .. Müdürlüğü"nün.. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 68.018,00 TL asıl alacak ve 4.845,00 TL işlemiş faiz olmak üzere 72.863,00 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece verilen tarih, 2009/ Esas, 2011/ karar sayılı karar Dairemizin 09.07.2013 tarih ve 2012/ Esas, 2013/ Karar sayılı kararı ile bozulmuş ve mahkemece bozma ilâmına uyma kararı verilmiştir. Bozmaya uyan mahkemece bozma doğrultusunda yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış ve alınan bilirkişi raporunda ayıp nedeniyle indirilmesi gereken miktarın %3 oranında olduğu rapor edilmiş ve bu rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Bundan sonra yapılan karar duruşmasında “davalı vekilinden soruldu: bilirkişi raporuna karşı dilekçemizi aynen tekrar ederiz... “demek suretiyle bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi verildiği mahkemece kabul edilmesine rağmen karar gerekçesinde “..her ne kadar daha önceki rapordaki %7"lik ayıp nedeniyle bedelden indirilmesi gereken miktar ile son rapordaki %3 oranında bedelden indirim yapılması gerektiğine ilişkin farklı ise de bedelden indirim yapılması ve orana ilişkin bilirkişi görüşünün gerekçelerinin açıklandığı, bu raporun davalı tarafa 26.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği,dosyada davalının bu rapora itirazına ilişkin herhangi bir beyanını bulunmadığı anlaşılmakla...” denmek suretiyle itirazın bulunmadığının kabul edildiği ve buna göre hüküm oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Nitekim davalı vekilinin temyiz dilekçesine ekli olarak 05.06.2015 tarihli ve e-imzalı bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesinin bir örneğini sunduğu anlaşılmaktadır. Bu itiraz dilekçesinin araştırılarak süresinde ve usulüne uygun olarak verildiğinin anlaşılması halinde bu dilekçenin değerlendirilmesi ve buna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Bu dilekçenin verilmediği çelişkili bir şekilde kabul edilerek hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.