14. Hukuk Dairesi 2019/3616 E. , 2019/7976 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.09.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.02.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu 113 ada 1 ve 114 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim, bunun mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar, ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesini istemişlerdir.
Bir kısım davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde ortaklığın satış yoluyla giderilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlarda ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmün, Hazine ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin, 20.02.2017 Tarih 2015/18683 Esas, 2017/1182 Karar sayılı ilamı ile "dava konusu taşınmazların 38138/166159 payda elbirliği maliklerinden ... ’nin 19.11.2014 tarihinde öldüğü, en yakın mirasçılarının mirası reddettiği, murisin payı yönünden davalı Hazinenin mirasçı sıfatıyla davaya dahil edildiği, mahkemece, Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesince terekenin resen tasfiye edilip edilmediğinin araştırılması, terekenin resen tasfiyesi yapılmamış ise bu mahkemenin harekete geçmesi için yazı yazılması, ...’nin terekesi tasfiye edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesi ile, bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; mahkemece, "Adana Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/16- 2017/34 Esas- Karar sayılı tereke Kararı ile, muris ..."nin terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verildiği, kararın 18.10.2017 tarihinde kesinleştiği gerekçesi ile, davanın Hazine yönünden husumetten reddine, diğer davalılar yönünden davacının davasının kabulü ile, dava konusu taşınmazların ortaklığının giderilmesine" karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı ... vekilinin tüm, davalı hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 332/1 ve 2 maddesi gereğince yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedilir. Yargılama gideri tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir. Bu yargılama giderleri, hem davayı kazanan tarafça daha önce peşin olarak ödenen hem de dava sonunda ödenmesi gereken harç ve masraflar ile yargılama gideri olan vekalet ücretidir. Davada haklı çıkan taraf kendisini vekille temsil ettirmiş ise vekalet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan “tarafa” verilir.
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin; görevsizlik, yetkisizlik, dava önşartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddine, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret, kenar başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrasında ‘’davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen önşartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Somut olaya gelince; mahkemece, davalı Hazine aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verildiği ve davalının yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, davalı lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilmiş olması doğru görülmemiş ise de; bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm sonucunun ‘’Davalı Hazine yönünden dava reddedildiği için lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına’’ şeklindeki 9. bendinin hükümden çıkartılarak yerine, "Davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, 930,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine,” cümlesinin eklenmek suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran davalı ..."na iadesine, 28/11/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan