Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1694
Karar No: 2022/1510
Karar Tarihi: 10.11.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1694 Esas 2022/1510 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ve Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesi arasında bir sigorta sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemi davası açılmıştır. Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesi görevsizlik kararı verirken, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ise uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığını belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Kanuna göre sigorta şirketi, ödediği tazminat miktarı kadar sigortalının talep ve davalarına halef olur. Bu sebeple, sigortalısının halefi olan davacı sigorta şirketi, davalıların murisinin kusuru nedeniyle oluşan zararı rücuen talep etmiştir. Uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşıldığı için Asliye Hukuk Mahkemesi yargı yerinin belirlenmesi ve dosyanın bu mahkemeye iade edilmesi kararı alınmıştır. Kanun maddeleri ise Türk Ticaret Kanunu'nun 1472. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 44. maddesi (TBK m. 52) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-c maddesidir.

ESAS NO: 2022/1694 KARAR NO:2022/1510

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ


ESAS NO : 2022/1694
KARAR NO : 2022/1510


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2018
NUMARASI : 2018/378 Esas 2018/391 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
TALEP : Yargı Yeri Belirlenmesi
KARAR TARİHİ : 10.11.2022

Taraflar arasındaki davada Çubuk Asliye Hukuk ve Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın kasko sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesi ise; sigorta şirketinin sigortalısının yerine geçtiği, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
TTK'nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK'nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz'î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. - 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarihli ve 1970/2 E. - 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli ve 37 E.- 9 K. Kararına göre de "Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir."
Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin ... acentası tarafından tanzim edilen ... nolu genişletilmiş hususi kasko sigorta poliçesi ile ....Ltd.Şti.'ne ait... plakalı aracı sigortaladığını, 11/03/2016 günü davalılar murisi ...'in... Devlet Hastanesi, poliklinikler girişi önünde duraklama yapan otobüsün önünden karşıya geçmek için aniden yola çıkması sonucu, ...'ın sevk ve idaresindeki sigortalı araç ile çarpışma sonucunda ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda kaza sonrası vefat eden yaya ...’in %75 oranında kusurlu bulunduğunu, kaza neticesinde sigortalıya ait araçtaki hasar ekspertiz raporu ile tespit edilerek aracın tamir edildiğini ve 01/07/2016 tarihinde hasar bedeli olarak sigortalıya 6.582,47 TL ödeme yapıldığını, murisin kazada kusurunun %75 oranında olduğunu, davalılardan 4.936,85 TL talep edildiğini, müvekkil şirketin TTK 1472. Mad. gereği ödediği tazminat miktarınca sigortalının talep ve dava haklarına halef olduğu ve rücu hakkı doğduğunu belirterek şimdilik 4.936,85 TL'nin sigortalıya ödeme tarihi olan 01/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Buna göre, sigortalısının halefi olan davacı ... şirketinin davalıların murisinin kusuru nedeniyle oluşan zararı rücuen talep ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakta olup, uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Çubuk Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemesine İadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği 10.11.2022 ile tarihinde karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarihi : 29/11/2022




...
Başkan
...

¸e-imzalıdır
...
Üye
...

¸e-imzalıdır
...
Üye
...
¸e-imzalıdır
...
Katip
...
¸e-imzalıdır












Bu döküman 5070 Sayılı Yasa Hükümleri gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.


Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi