Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4081
Karar No: 2022/4800
Karar Tarihi: 19.04.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4081 Esas 2022/4800 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/4081 E.  ,  2022/4800 K.

    "İçtihat Metni"

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi

    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 20. İş Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren nezdinde 5953 sayılı Yasa kapsamında çalışmakta iken iş sözleşmesinin feshedildiğini, işe iade davası açıldığını, davanın davacının lehine sonuçlandığını ve kararın Yargıtay tarafından onandığını, akabinde işe iade başvurusunda bulunulduğunu, başvuruya rağmen işe başlatılmadığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, boşta geçen süre ücreti ve diğer hakları ve işe başlatmama tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, alacakların zamanaşımına uğradığını, şirketin yeniden yapılandırma yönünden işletmesel bir karar aldığını bu nedenle yapılan feshin haklı nedene dayandığını, işe iade yönündeki başvurunun samimi olmadığını, yıllık izin ücreti alacağının dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının işe iade için 03.02.2016 günlü ihtarname ile işe başlatılmak için davalıya başvurduğu, davalı tarafından işe başlama için davacının davet edildiğine dair herhangi bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği, böylece davacının işe iade mahkeme kararında belirtildiği gibi 4 aylık ücret ve diğer haklarla birlikte 6 aylık işe başlatmama tazminatı almaya hak kazandığı, davacının işe başlatılmadığı için kıdem ve ihbar tazminatını da almaya hak kazandığı ayrıca davalı tarafından yıllık izinlerin kullandırıldığı ya da ücretinin ödendiğine yönelik yazılı bir delil ibraz edilmediği, bu nedenle davalının davacıya kullandırılmayan yıllık izin ücretlerini ödemekle yükümlü olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
    İstinaf:
    Karar, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.


    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge Adliye Mahkemesince, özetle, davacı başvurusu yerinde görülmeyerek esastan red edilmiş, davalı yönünden ise, boşta geçen süre alacağında ve işe başlatmama tazminatında taleple bağlı kalınarak 5.000,00 TL si için dava tarihinden bakiyesi için ıslah tarihinden yasal faiz işletilmesi gerekirken talebin tümüne dava tarihinden faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, davalı başvurusu açıklanan nedenlerle kabul edilmiş, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Bölge Adliye Mahkemesi kararını davalı taraf temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağı olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu'nun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
    Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
    Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kıdemi ve işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmeleri dikkate alınarak toplam 540 gün yıllık izne hak kazandığı, işverence 387 gün için yıllık izin belgesi sunulduğu ve 130 günde yıllık izin ücreti ödemesi yapıldığı belirtilerek bakiye 23 gün için yıllık izin ücreti hesaplanmıştır. Dosya içerisinde yer alan belgeler incelendiğinde bilirkişinin 2000 yılından 2012 yılına kadar ( 2012 yılının bir kısmı dahil) yıllık izin belgelerini dikkate alarak hesaplama yaptığı ancak 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait olan diğer belgelerin dikkate alınmadığı görülmüştür. Bu itibarla hesaplamada esas alınmayan 06.08.2012 -15.08.2012 arası 10 gün, 25.02.2013- 07.03.2013 arası 10 gün, 17.06.2013- 26.06.2013 arası 10 gün, 04.09.2013-14.09.2013 arası 10 gün, 28.01.2014 – 06.02.2014 arası 10 gün ve 15.06.2014–05.07.2014 arası 20 gün olmak üzere dosya içerisinde toplam 70 gün yıllık izin belgesi daha bulunduğu ve toplamda davacının 457 gün yıllık izin kullandığı ve 130 günde yıllık izin ücret ödemesi yapıldığı gözetildiğinde davacının kullanmadığı ve ücretinin ödenmediği yıllık izninin bulunmadığı anlaşılmakla yıllık izin ücret talebinin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla ve eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    3- Kıdem tazminatına uygulanan faiz başlangıcı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
    Davacının dava dilekçesinde kıdem tazminatına dava tarihinden itibaren yasal faiz talep ettiği, ıslah dilekçesinde ise dava dilekçesinde talep etmiş olduğu 1000 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile, kalan kısmın ise ıslah tarihinden itibaren faizi ile tahsilini talep etmesi karşısında dava ve ıslah dilekçelerinde talep edilen miktarlara dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken hüküm yerinde kıdem tazminatının tamamına fesih tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep aşımı mahiyetinde olup bu durum ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
    4- 5953 sayılı Yasa kapsamında çalışanların kıdem tazminatının gelir vergisinden muafiyeti hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 25. maddesinin 7. bendinde 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarlarının vergiden muaf olduğu düzenlenmesi mevcuttur. Öncelikle davalı vekilinin kıdem tazminatı hesaplanmasında bilirkişi raporunda anılan düzenlemenin dikkate alınmayarak hesap yapıldığı yönünde temyiz sebebine temyiz dilekçesinde yer verilmiş olup 27.11.2018 havale tarihli ilk istinafa başvuru dilekçesinde belirtilen sebebi istinaf sebepleri arasında bildirmediği ancak Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2020 tarihli gönderme kararından sonra yeniden ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulduğu ve ikinci kez verilen istinaf dilekçesinde belirtilen hususa bu defa istinaf sebebi olarak yer verildiği görülmüştür. Bölge Adliye Mahkemelerince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmasına karşın uyuşmazlık konusunun vergiden kaynaklandığı ve sonuç olarak verginin devlete ait olduğu gözetildiğinde konunun kamu düzenini ilgilendirmesi sebebiyle Bölge Adliye Mahkemesince bu istinaf sebebi ile ilgili değerlendirme yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakta ise de 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 25/7. maddesinde 7103 sayılı Yasa’nın 5.maddesi ile yapılan değişikliğin 21.03.2018 tarihinde yürürlüğe girdiği ve davaya konu olayda iş akdinin fesih tarihinin 04.05.2015 tarihi olup 7103 sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden önce olduğu ve bu itibarla kıdem tazminatından gelir vergisi kesintisi yapılmasına yasal olanak bulunmadığı şeklindeki hatalı gerekçeyle Bölge Adliye Mahkemesince davalı istinaf isteminin reddi isabetsiz olmuştur. Şöyle ki 5953 sayılı Yasa kapsamında çalışan işçilerin 24 aylığını aşmayan miktardaki kıdem tazminatlarının gelir vergisinden muaf olduğu düzenlemesi 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 25/7 maddesinde 21.03.2018 tarihli değişiklikten önce aynen mevcut olup 2018 yılındaki değişiklik diğer muafiyetlere ilişkin olarak getirilmiştir.
    Açıklanan nedenlerle davacının 24 aylığa tekabül eden kıdem tazminatının 366.631,2 TL olduğu ve yalnızca bu tutarın gelir vergisinden muaf olduğu ancak bilirkişinin hesapladığı tazminatın 381.907,50 TL olup, arada kalan 15.276,3 TL’nin gelir vergisine tabi olduğu, bilirkişinin nete çevirirken bu tutardan gelir vergisi kesintisi yapması gerekmekteyken hükme esas alınan raporda bu kesintinin yapılmadığı ve mahkemenin de aynı hesap üzerinden hüküm kurduğu görüldüğünden kararın ayrıca bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi