Esas No: 2022/2996
Karar No: 2022/3975
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2996 Esas 2022/3975 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı erkek tarafından boşanma davasında kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet ve ziynet alacağını kabul etmekle birlikte, takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarı Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri hükmü dikkate alınarak fazladır. Dolayısıyla maddî ve manevî tazminat miktarının daha uygun bir miktarda takdir edilmesi gerekmektedir.
Davacı kadın ise, ziynetlerin rızası olmadan davalı tarafından bozdurulduğunu ve bunların bedellerinin tahsil edilmesini talep etmektedir. Mahkeme, davacının taleplerine kısmen kabul etmiş ve ziynetlerin mevcut olmadığı takdirde bedellerinin toplamı olan 91.570,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Ancak, dava tarihindeki bedelin tahsili talebi reddedilmiş ve bu şekilde infazda tereddüt oluşturulmayacağı belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkemece talep dışına çıkılarak dava tarihindeki bedelin tahsiline şeklinde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesi (hakkaniyet ilkesi), Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri (ihlal edilen menfaatlerin tazmini).
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, ziynet alacağı davasında ziynetlerin değerlerinin fiili teslim tarihine göre belirlenmemesi yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet ve ziynet alacağının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat çoktur. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) ve manevî (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacı kadın dava dilekçesinde belirttiği ziynetlerin rızası olmadan davalı tarafından bozdurulduğunu, ziynetlerin aynen iadesini mümkün olmadığı takdirde teslim tarihindeki bedellerinin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonrasında; davanın kısmen kabulü ile kararda belirtilen ziynetlerin aynen mevcut olmadığı takdirde bedelleri toplamı olan 91.570,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağa dava tarihi olan 25.04.2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş, kararın ziynetler yönünden de taraflarca istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş ve taraflarca yukarıda belirtildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Yapılan soruşturma ve toplanan delilere göre, davacı tarafından ziynetlerin aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde teslim tarihindeki bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup, dava tarihindeki bedellerin tahsiline ilişkin bir talebi bulunmamaktadır. Fiilen ödeme günündeki bedelin tahsiline şeklinde infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm kurulamayacağına göre mahkemece bu talebin reddine, kabul edilen ziynetlerin aynen iadesine karar verilmesi ve aynen iadesine karar verilen ziynetlerin açıklanan değerlerinin harca esas değer olduğu ve infaz aşamasında dikkate alınamayacağı da gözetilerek aynen iade kararı ile yetinilmesi gerekirken, talep dışına çıkılarak dava tarihindeki bedelin tahsiline şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1/b ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 26.04.2022 (Salı)
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.