Esas No: 2022/3791
Karar No: 2022/4837
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3791 Esas 2022/4837 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/3791 E. , 2022/4837 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y K A R A R I
I. BAŞVURU
Başvurucu Avukat 18.01.2022 tarihli dilekçesinde özetle; arabuluculuk son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylı suretinin mahkeme tarafından verilen bir haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmemesinin, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesine sebebiyet verip vermeyeceği hususunda ... Bölge Adliye Mahkemesinin farklı Hukuk Dairelerince farklı yönde karar verildiğini beyan ederek, ... BAM 12.Hukuk Dairesi’nin 24.12.2021 T.2021/2805 E.2021/618 K., ... BAM 11.Hukuk Dairesi’nin 26/01/2021 T.2021/47 E.2021/116 K., ... BAM 9.Hukuk Dairesi’nin 30/06/2021 T.2021/1742 E.2021/1403 K., ... BAM 7.Hukuk Dairesi’nin 21.11.2019 T.2019/899 E.2019/1234 K. sayılı kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu 10.02.2022 tarih ve 2022/4 sayılı kararında özetle;
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin bölge adliye mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin 2020/932 Esas 2020/5773 Karar sayılı ilamında; ".... taraf veya vekillerinin 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesi mucibince “arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini” elden veya UYAP sistemi üzerinden dosyaya ibraz etmemesi halinde, bu belgelere UYAP sistemi üzerinden erişebilme imkânının olmasının sonuca etkisinin bulunamayacağı cihetle, bu durumda davanın dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerekeceği kabul edilmekle, uyuşmazlığın ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi’nin kararı doğrultusunda giderilmesine" şeklinde karar verildiği,
Aynı mahiyette olan bir başka dava konusu olayda temyiz incelemesi yapan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 14.09.2020 tarih ve 2020/5349 E. 2020/7421 K. sayılı ilamı ile "...Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince davacı vekiline 01.10.2019 tarihli celsede verilen kesin süreye rağmen arabuluculuk son tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini sunmamış olduğu belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; davacı vekili tarafından 08.10.2019 tarihinde Uyap üzerinden arabuluculuk son tutanağının aslının dosyaya gönderildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince UYAP kayıtları dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verildiği,
Yasal düzenlemeler ve emsal kararlar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Yönetmelik ile UYAP üzerinden dava açılabileceği, taraf ve vekillerinin güvenli elektronik imzayla imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebileceği kabul edilmiş olup buradan hareketle 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesinde aranan arabuluculuk son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin elden veya UYAP üzerinden sunulabileceğinin açık olduğu, aksi halin kabulü, yani salt elden ve fiziki olarak bu belgenin ibrazının gerekeceği şeklindeki lafzî bir yorumun isabetsiz olacağı gibi uygulamada da bir takım hukuki sorunların yaşanmasına ve mağduriyetler ile beraber hak ihlallerine neden olma ihtimalini de beraberinde getireceği, yine bu bakış açısıyla yapılacak dar yorum mahkemeye erişimi de zorlaştırmış olacağı, ayrıca Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 14.09.2020 tarih ve 2020/5349 E. 2020/7421 K. sayılı ilamında da UYAP üzerinden arabuluculuk son tutanağının aslının dosyaya gönderilebileceği kabul edilerek arabuluculuk son tutanağının salt elden ve fiziki olarak ibrazının gerekeceği şeklindeki dar ve lafzî bir yorum benimsenmediği, diğer yandan Yönetmelik gereğince UYAP üzerinden dava açılması, dava dilekçesinin eki olan belgeleri ve vekaletnameyi UYAP üzerinden sunabilmek ve UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik ortamda bilgi ve belge gönderilebilmesi mümkün iken arabuluculuk son tutanağının UYAP üzerinden sunulamayacağının ve tutanak aslının dosyaya fiziki olarak ibraz edilmesi gerektiğinin söylenemeyeceği sonucuna varılarak, ... Bölge Adliye Mahkemesi Daireleri kararları arasında uyuşmazlık bulunduğu, uyuşmazlığın ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin hukuki nitelendirmesi doğrultusunda giderilmesi gerektiğine oy çokluğu ile karar verilmiştir.
Muhalefet şerhinde ise,
Bölge Adliye Mahkemesi Dairelerinin kararları arasında uyuşmazlık bulunduğu görüşüne iştirak edildiği, diğer taraftan UYAP vasıtasıyla elektronik ortamda bilgi ve belge gönderilebileceğinin açık olduğu, dosyalara sunulan belgelerin fotokopi olup, bunların Adliyeye gelinip Ön Büroya verilmesi veya Uyaptan taranarak gönderilmesi arasında fark bulunmadığı, fakat kanunda arabuluculuk evrak aslı veya arabulucu tarafından aslı gibidir şeklinde onaylı örneğinin dosya arasında olmasının şart koşulduğu, elektronik ortamda düzenlenen e-imzalı arabuluculuk tutanaklarının elektronik imzaları tespit edilebildiğinde uyap ortamından gönderilmesi halinde madde metnindeki amaca ulaşacağı, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nin dosyasında arabuluculuk tutanağının ıslak imzalı olduğu ve bu belgenin aslının hala ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nin dosyasının içinde mevcut olmadığı, UYAP üzerinden gönderilen davacının e-imzalı dilekçesine ekli arabuluculuk tutanaklarının fotokopi/suret olduğu bu nedenle kanun ile öngörülen şartları taşımadığının sabit olduğu, Kanunda açıkça "anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır" denilmişken, "Uyap'ta arabuluculuk evrakları görünüyor" ya da "Uyap'tan fotokopinin gönderilmesi yeterli" demek mümkün olmadığından çoğunluğun aksine uyuşmazlığın ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin görüşü doğrultusunda giderilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
III. BAŞVURU KONUSU UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARAR
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİNİN 24.12.2021 TARİH 2021/2798 ESAS 2021/611 KARAR SAYILI KARARINDA ÖZETLE;
“Davacı vekili tarafından işbu davanın Uyap üzerinden açıldığı, taraflar arasında icra edilen arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklendiği, Dairemizce Uyap üzerinde yapılan incelemede davacı vekili tarafından 02.05.2021 tarihinde Uyap üzerinden arabuluculuk son tutanağının aslının dava dilekçesine ekli olarak dosyaya gönderildiği, kaldı ki arabuluculuk evraklarının da işbu dosya içerisinde Uyap sisteminde kayıtlı olduğu, sistemde kayıtlı bulunan bu evraklar arasında arabuluculuk son tutanağının da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen Yönetmelik ile UYAP üzerinden dava açılabileceği, taraf ve vekillerinin güvenli elektronik imzayla imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebileceği kabul edilmiş olup buradan hareketle 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesinde aranan arabuluculuk son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin elden veya UYAP üzerinden sunulabileceğinin açık olduğu, aksi halin kabulü, yani salt elden ve fiziki olarak bu belgenin ibrazının gerekeceği şeklindeki lafzî bir yorum isabetsiz olacağı gibi uygulamada da bir takım hukuki sorunların yaşanmasına ve mağduriyetler ile beraber hak ihlallerine neden olma ihtimalini de beraberinde getirecektir. Ayrıca emsal Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 14/09/2020 tarih ve 2020/5349 E. 2020/7421 K. sayılı ilamında da Uyap üzerinden arabuluculuk son tutanağının aslının dosyaya gönderilebileceği kabul edilerek arabuluculuk son tutanağının salt elden ve fiziki olarak ibrazının gerekeceği şeklindeki dar ve lafzî bir yorum benimsenmemiştir” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
IV. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 26.01.2022 TARİH 2021/47 ESAS 2021/116 KARAR SAYILI KARARINDA ÖZETLE;
UYAP kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı tarafça 12/11/2019 tarihinde ibraz edilen vekaletname ekinde arabuluculuk anlaşmazlık son tutanağının aslının mahkemeye sunulduğu, bu halde yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiştir.
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ’NİN 30.06.2021 TARİH 2021/1742 ESAS 2021/1403 KARAR SAYILI KARARINDA ÖZETLE;
Davacı vekilinin Uyap sisteminden elektronik imza ile gönderdiğini iddia ettiği dilekçenin kendisinin ıslak imzalı olduğu anlamı taşıdığı, bu dilekçe ekindeki arabuluculuk evrakının arabuluculuk taraflarınca ıslak imza ile imzalanmış tutanak olmakla bu kişilerin imzasını asıl hale getirmediği gibi arabuluculuk evrakını asıl haline getirmediği, Kanunda açıkça davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğunun belirtildiği, kuralın emredici nitelikte olup, hakime takdir etkisi tanımadığı, UYAP vasıtasıyla elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebileceğinin açık olduğu, fakat kanunun arabuluculuk evrak aslı veya arabulucu tarafından aslı gibidir şeklinde onaylı örneğinin dosyada olmasını şart koştuğunu, UYAP üzerinden gönderilen davacının e-imzalı dilekçesine ekli arabuluculuk tutanaklarının fotokopi/suret olup kanun ile öngörülen şartları taşımadığı, uyuşmazlıkların giderilmesine ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2020/932 Esas 2020/5773 Karar sayılı kararı dikkate dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin usulden red kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın istinaf başvurusunun esastan reddine, miktar itibariyle kesin olarak karar verilmiştir.
... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ’NİN 21.11.2019 TARİH 2019/899 ESAS 2019/1234 KARAR SAYILI KARARINDA ÖZETLE;
6102 sayılı TTK.'nun 5-(A) maddesine göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davacı vekilince, dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağı aslının sunulmadığı, mahkemece 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18-(A)-2) maddesi gereğince; tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği; aksi takdirde, davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye davacı vekiline tebliğ edildiği, verilen kesin süre içerisinde tutanağın aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği sunulmadığı, bu nedenlerle, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18-(A)-2) maddesindeki düzenleme gereğince; herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinde usul yönünden bir yanlışlık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
V. GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35. maddesinde yer alan düzenlemedir.
Söz konusu maddenin birinci fıkrasının üçüncü bendinde yer alan düzenlemeye göre “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
5235 sayılı Kanun’un 35. maddesinin 2. fıkrasına göre ise “(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35. maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.
Bu noktada kanun yolu kavramı ve hukukumuzdaki kanun yollarına öz olarak değinmek faydalı olacaktır.
Mahkemece tesis edilen nihai kararın hatalı olduğu iddiasıyla bu kararın bir üst mahkemece denetlenmesi, tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi amacıyla başvurulan hukuki kurum kanun yolu olarak tanımlanabilir.
Medeni usul hukukumuzda kanun yolları, olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Mahkemece tesis edilen nihai kararın kesinleşmesine engel olan ve kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak başvurulan kanun yolları, olağan kanun yolları olarak ifade edilebilir. Olağan kanun yolları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, hukukumuzda istinaf ve temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu mevcuttur.
Olağanüstü kanun yolları ise kesinleşmiş hükümler yönünden söz konusu olan kanun yollarıdır. Burada misâl olarak yargılamanın iadesi yolu zikredilebilir.
Belirtmek gerekir ki, bölge adliye mahkemesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemi bir kanun yolu değildir. Bu itibarla, söz konusu hukuki kurumun, başvuru konusu bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin olma niteliğine ve bu kararların hukuki sonuçlarına herhangi bir etkisi söz konusu olmayacaktır.
Bu açıklamalara göre, bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulu tarafından uyuşmazlığın giderilmesi istemi Yargıtay ilgili hukuk dairesine iletildikten sonra benzer nitelikteki davalar ve bölge adliye mahkemesi kararları için yeniden uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmamaktadır.
İnceleme konusu uyuşmazlıkta, ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından, “arabuluculuk son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylı suretinin mahkeme tarafından verilen bir haftalık kesin süre içerisinde ibraz edilmemesinin davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesine sebebiyet verip vermeyeceği” noktasında farklı bölge adliye mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair talep Dairemize iletilmiş ise de, ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca aynı konuya ilişkin talep Dairemize daha önce iletilmiş ve Dairemizin 17.06.2020 T, 2020/932 E, 2020/5773 K. sayılı kararı ile “taraf veya vekillerinin 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesi mucibince ‘arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini’ elden veya UYAP sistemi üzerinden dosyaya ibraz etmemesi halinde, bu belgelere UYAP sistemi üzerinden erişebilme imkânının olmasının sonuca etkisinin bulunamayacağı, bu durumda davanın dava şartı yokluğunda usulden reddinin gerekeceği; taraf veya vekillerinin arabuluculuk son tutanak fotokopisinin/suretinin dosyaya sunmasının yeterli olmadığı, 7036 sayılı Kanun’un 3/2. maddesi mucibince bu tutanağın aslının veya onaylanmış bir örneğinin elden veya UYAP sistemi üzerinden dosya ibrazının gerektiğine ve uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine” karar verilmiştir. Başvuru konusu uyuşmazlık hakkında Dairemizce daha önce karar verilmiş olduğundan, aynı uyuşmazlık ile ilgili olarak yeniden bir verilmesi söz konusu değildir.
Tüm bu hususlar karşısında, mevcut başvuru yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
VI. SONUÇ
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına, 19.04.2022 günü oybirliği ile karar verildi.