21. Hukuk Dairesi 2016/20092 E. , 2018/2083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Yerel mahkeme kararın 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesi hükmü gereğince tefhim tarihine göre (8) günlük süreden sonra temyiz edildiği gerekçesiyle; 24/02/2016 tarihli Ek Kararı ile davacının temyiz dilekçesinin reddine karar vermiştir.
Davacı vekili, temyiz talebinin reddine dair ek kararı süresinde temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 294/3.maddesine göre "Hükmün tefhimi, her hâlde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur."
HMK"nın 297. maddesine göre,
"(1)Hüküm “Türk Milleti Adına” verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. "
Yerel Mahkemenin tefhim ettiği kısa karar (hüküm sonucu), 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtilen unsurları içermediğinden Yasa"da öngörülen (8) günlük temyiz süresinin geçtiğinden sözedilemez. Kaldı ki gerekçeli karar, davacıya 11/01/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup, temyiz ise 14/01/2016 tarihinde süresi içinde vuku bulmuştur.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, davacının hükmü süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından yerel mhkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 24/02/2016 tarihli ek kararının bozularak kaldırılması ve asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazlarının incelenmesi gerekir.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
3-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece 177.529,69 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, davacının davalı işyerinde yağ üretim işinde usta olarak çalıştığı, davacı sigortalının imzasını taşıyan ücret tediye bordrolarının bulunmadığı, davacının ücretinin Kurum"a asgari ücret üzerinden bildirildiği, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda ihtimalli olarak hesaplama yapıldığı, ilk ihtimalde asgari ücretin 50,00 TL üzerindeki ücrete denk gelen ücrete göre, diğer ihtimalde ise Tek Gıda İş Sendikasının bildirdiği ücrete göre hesaplama yapıldığı, yerel mahkemenin asgari ücretin 50,00 TL üzerindeki ücrete göre düzenlenen ihtimale itibar ettiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Yapılacak iş; sigortalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odasından emsal işçinin alabileceği günlük net ücreti sormak ve hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler nazara alınarak bilirkişiye zarar hesabı yaptırılıp, tüm deliller bir arada değerlendirilerek çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Yerel Mahkemenin davacı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin 24/02/2016 tarihli ek kararının bozularak KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.