Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2736 Esas 2015/4738 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2736
Karar No: 2015/4738
Karar Tarihi: 06.10.2015

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2736 Esas 2015/4738 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığa borç para veren kişiye, sanığın eşi adına çek keşide ettiği ancak çekin bankaya ibrazında imzanın tutmaması nedeniyle ödeme yapılmadığı iddiasıyla nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından dava açılmıştır. Mahkeme, çekin üzerinde tahrifat yapılmak suretiyle sahte oluşturulduğuna dair herhangi bir belirleme olmadığını ve sanığın herhangi bir hileli davranışta bulunmadığına dair delil olmadığını belirtmiştir. Yargıtay CGK'nın kararına göre, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı açıklaması karşısında, suça konu çekin önceden doğan borç nedeniyle sonradan düzenlendiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla, sanığın dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığından beraat etmesine karar verilmiş; ancak sanığın eşi adına olan çek hesabından çek keşide etmek şeklinde gerçekleşen eylemine uyan resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum olmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri, Türk Ceza Kanunu'nun 158/1, 204/1 ve 205/1 maddeleridir.
23. Ceza Dairesi         2015/2736 E.  ,  2015/4738 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet, dolandırıcılık suçundan beraat

    Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Katılanın akrabası olan sanığa borç para verdiği, yaklaşık bir ay sonra sanığın borcuna karşılık olmak üzere eşi adına olan çek karnesinden suça konu 20.01.2008 keşide tarihli ve 15.000 TL. bedelli çeki keşide ederek katılana verdiği, çekin bankaya ibrazında imzanın tutmaması nedeniyle ödeme yapılmadığı iddia olunan olayda; çekin üzerinde tahrifat yapılmak suretiyle sahte oluşturulduğuna dair herhangi bir belirlemenin söz konusu olmadığı, sanığın aşamalarda verdiği ifadelerinde; çek üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu ve borcunu kabul ettiğini savunduğu, somut olayda sanığın bu savunmasının aksine katılana yönelik herhangi bir hileli davranışta bulunmak suretiyle katılanı aldattığına veya haksız menfaat temin etmeye yönelik davranış sergilediğine dair herhangi bir delilin de sözkonusu olmadığı, yine Yargıtay CGK"nın 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağının belirtilmesi karşısında, suça konu çekin önceden doğan borç nedeni ile sonradan düzenlendiği anlaşılmakla, somut olayda sanığa atfedilen dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığından sanığın atılı suçtan beraati ile sanığın eşi adına olan çek hesabından çek keşide etmek şeklinde gerçekleşen eylemine uyan resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafii ile katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 06/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.