Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3047
Karar No: 2019/7965
Karar Tarihi: 28.11.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/3047 Esas 2019/7965 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2019/3047 E.  ,  2019/7965 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19/10/2012 gününde verilen dilekçe ile yaylanın aideyetinin tespiti ve tescili talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/12/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Köy Tüzel Kişiliği Temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:


    _ K A R A R _


    Davacılar, dava konusu ... ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmasıyla yayla olarak sınırlandırılarak ... Köyü"nün kullanımına bırakıldığını, taşınmazı kadimden bu yana kullandıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmaz üzerinde kendilerine intifa hakkı tanınması ile sicile işlenmesini istemişlerdir.
    Davalı, davacıların kullanma haklarına bir diyeceğinin olmadığını, davayı bu yönüyle kabul ettiğini beyan etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 199 ada 1 No"lu parselde yayla niteliğindeki taşınmazın ... Köyü"nün kullanım alanı şeklinde tespit gören kadastro tespitinin iptali ile dava konusu taşınmazın 05.09.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda "A" harfi ile gösterilen sınırlar içerisinde aynı vasıfta davacılar ... Köyü ve ... Merkez ... ve ... Mahalleleri adına kullanma ve yararlanma hakkı ile mera vasfından özel sicilen yazılmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
    Yayla, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
    31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...Tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder.
    Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmasında ileri sürdükleri kayıtların tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun araştırılması, gerektiğinde köyün kuruluş tarihinin İçişleri Bakanlığından sorulması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir.
    Keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişilerden seçilmesi gerekir.
    Mahkemece yapılacak keşifte, tahsise dayanılıyorsa tahsis kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile uygulanması, dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığının uzman bilirkişiler aracılığı ile belirlenmesi; kadimlik iddiasında ise, yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı ve sınırları sorularak sonuca gidilmesi gerekir.
    Bilindiği üzere olay ve olguları ileri sürmek taraflara; hukuki nitelendirme mahkemeye aittir (6100 sayılı HMK 33.madde).
    Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir (HMK 31. madde).
    Tarafların iddia ve savunmalarının yasal nitelendirmesini yapma görevi, avukat eliyle takip edilse bile davanın taraflarına değil hakime ait olan bir görevdir.
    Somut olaya gelince; iddianın ileri sürülüş şekline göre dava, yayla vasfı ile hazine adına kayıtlı taşınmazın bir kısmının yararlanma hakkının tanınmasına yöneliktir. Davalı, bu yönüyle davayı kabul etmiş olup mahkemece bu kabul beyanı karşısında davacıların talebinin, kadim veya tahsis olgularına dayanıp dayanmadığı ile müstakil veya müşterek yararlanmadan hangisi olduğunun açıklığa kavuşturularak tarafların beyanları uyuşmazlığı giderecek şekilde yeterli olmazsa taraf delilleri toplanarak sonucuna göre müşterek veya müstakil olarak davacının yararlanmasına karar verilmesi ile bu halde dahi tapu kaydının ve kadastro tespitinin iptaline karar verilemeyeceği gözetilerek sadece kullanım hakkı konusunda karar verilmekle yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi