
Esas No: 2022/4265
Karar No: 2022/4866
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4265 Esas 2022/4866 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/4265 E. , 2022/4866 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. İş Mahkemesi
Davacı vekili, asıl davada ve birleşen ek davada davalı iş yerinde 25.06.1998 yılında işe başlayıp iş akdinin feshedildiği 31.10.2017 tarihine kadar ara vermeden çalıştığını, iş akdinin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi, yol-yemek ücreti, iş arama izni alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi davalı vekilinin istinaf başvurusunun asıl ve birleşen dava yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalının temyizi üzerine ise 09.02.2022 tarihli Ek Karar ile; " kararın davalı vekiline 31/10/2021 tarihinde tebliğ olunduğu, 7036 Sayılı Yasanın 11/son, 38 geçici 1/4. maddesi uyarınca temyiz süresinin kararın tebliğinden itibaren 2 hafta olduğu davalı vekilinin bu süre geçtikten sonra temyiz talebinde bulunduğu" gerekçesiyle davalının temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Ek karar süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre; Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararının 31.10.2021 tarihinde ... 14. Noterliği'nde düzenlenen 14.10.2020 tarih ve 06960 yevmiye numaralı azilname ile azledilen Av....'e tebliğ edilmiş olduğu,...'in UYAP'ta kayıtlı 18.05.2021 tarihli dilekçe ile azledildiğini belirterek kaydının silinmesini ve bundan sonra tebligatın temsile yetkili Av. ...'e yapılmasını talep ettiği anlaşılmış olup azledilen vekile yapılan tebligat usulsüzdür. Bölge Adliye Mahkemesince temsile yetkili Av....'e kararın 19.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve süresi içinde kararın temyiz edildiği anlaşıldığından davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen 09.02.2022 tarihli EK KARARIN BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili asıl davada, davacının, davalı işyerinde 25.06.1998-31.10.2017 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, iş akdinin devamı süresince davalı işveren ve kayıtlı bulunduğu taşeronlarının baskıcı ve zorlayıcı tutumları nedeniyle haftalık normal çalışıma saatinden daha fazla çalışmak ve hafta sonlarında çalışmak zorunda bırakıldığını, izinlerini kullanamadığını, genel tatil günlerin tamamında çalışmasına rağmen zamlı ücretlerinin ödenmediğini, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediğini, davalı şirket ile taşeron şirketler arasında yapılan ihalelerin şartnamelerinde; işçilere, ilgili dönemin asgari ücretin %60 fazlası ücret ödenmesi belirtilmesine rağmen davacının ücretlerinin buna göre ödenmediğini, sayaç okuma ve endeksör görevlisi olarak çalışan davacının; cumartesi dâhil hafta içi 08:00-19:00/30 saatleri arasında çalıştığını, Haziran ayından Ekim ortalarına kadar olan yaz döneminde ayda mutlaka 2 Pazar günü, 6 aylık kış dönemlerinin toplamında ise en az 4 Pazar günü çalıştığını, dini bayramların arefe günlerinde tam gün çalışan davacının dini bayram günlerinde çalışmadığını, 1 Ocak günü yarım gün olmak üzere, diğer genel tatil günlerin tamamında çalıştığını, davacının asgari geçim indirimi ücretinin ödenmediğini, bir önceki yıla göre daha yüksek olması gereken davacı ücretlerinin yıllar itibariyle düşürülerek, ücret tenzili yapıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi, yol-yemek ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davacı vekili birleşen ek davada; davacının kıdem, fazla mesai, izin hafta tatili ve genel tatil ile sair alacakları için ... 6. İş Mahkemesinde 2017/635 esas sayılı dosyada dava açıldığını, davacının zamlı olarak alması gereken yeni iş arama izni kullandırılmaması nedeniyle doğan alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava konusu alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının, yüklenici firmaların çalışanı olduğunu, davalı şirketin çalışanları arasında olmadığını, davacının çalıştığı firmalar ile davalı şirket arasında İş Kanunu'nun 2. maddesi kapsamında alt-üst işverenlik ilişkisinin bulunmadığını, 2002-2017 yılları arasında muhtelif yüklenici firmalar nezdinde endeks okuma görevlisi olarak çalışan davacının davaya konu edilen alacaklarının bulunmadığını, varsa alacak taleplerinin ilgili yüklenici firmalara yöneltilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş akdinin alt işverendeki işin bitmesi sebebiyle feshedilmesi neticesinde kıdem ve ihbar tazminat alacağı olduğu, davalı tarafın ihbar süresini usulünce kullandırmadığı belirlendiğinden ve ihbar tazminatına hükmedildiğinden davacının birleşen dava ile talep ettiği hak ihbar tazminatı içerisinde eridiğinden ayrıca iş arama izni adı altında bir alacağının bulunmadığı, davacının bakiye 257 gün yıllık izin alacağının bulunduğu, emsal tanık anlatımlarına göre yol ve yemek alacağının olmadığı, davacının çalışma düzeninin haftanın 6 günü 08:00-18:00 saatleri arasında olmak üzere davacının haftalık fazla çalışma süresinin 9 saat olduğunun kabulünün gerektiği, davacının tanık anlatımları ve saha çalışma raporlarına göre hafta tatili ve genel tatil ücreti alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen dava yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık vardır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş-çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut olayda, işveren tarafından dosyaya davalı işçiye ait imzalı ve fazla mesai tahakkuku içeren ve ihtirazi kayıtta taşımayan bordrolar sunulmuştur. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda fazla mesai hesabı yapılırken bu bordroların ait olduğu aylar fazla mesai hesabından dışlanması gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bordrolarda aylık ortalama 9 saat üzerinden tahakkuk yapıldığı kabul edilmesi ve aylık 9 saatin fazla çalışma hesabından dışlanarak sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Davaların birleştirilmesi durumunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi gereğince Mahkemece asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirkir.
Somut olayda, mahkemece asıl ve birleşen dava olduğu göz ardı edilerek tek bir dava varmış gibi hüküm kurulması ve birleşen davada talep edilen iş arama izni alacağının kararın gerekçesinde reddedildiğinin belirtilmesine rağmen hüküm kısmında bu alacak ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması da hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.