Esas No: 2021/18444
Karar No: 2021/5027
Karar Tarihi: 20.12.2021
Danıştay 2. Daire 2021/18444 Esas 2021/5027 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/18444
Karar No : 2021/5027
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Saç ve Kişisel Bakım Mer. San. Tic. Ltd. Şti
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden,dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, …Mahallesi, … Caddesi, … nolu adreste bay/bayan kuaför ve kişisel bakım alanında hizmet veren davacıya ait işyerinin, işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı Başkanlık Makamı Olurlu işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, ruhsat başvurusu esnasında bir ön şart olarak aranan, faaliyet gösterilen taşınmaza ilişkin kira akdinin, verilen süre içerisinde usulüne uygun olarak davalı idareye sunulmadığının açık olması karşısında işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idarenin, vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusu reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davanın reddine karar verilmesine karşın idare lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasının mevzuata aykırı olduğu, nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında bulunduğu belirtilerek kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın vekalet ücretine ilişkin kısmı yönünden ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara ve bir örneğinin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın, kararı veren … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 20/12/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X) KARŞI OY :
1136 sayılı Avukatlık Kanunu`nun 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinin son fıkrasında, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı; 171. maddesinin birinci fıkrasında, avukatın üzerine aldığı işi sonuna kadar takip edeceği hükümlerine yer verilmiştir.
Temyiz istemine konu kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi`nin 2. maddesinin 1. fıkrasında, bu Tarifede yazılı avukatlık ücretinin, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığı olduğu; 3. maddesinin 1. fıkrasında, yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin, Tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamayacağı, bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresinin göz önünde tutulacağı; 5. maddesinin 1. fıkrasında, hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukatın, Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanacağı; 21. maddesinde, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarifenin esas alınacağı kuralları yer almıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollama yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`nun 323. maddesinde, avukatlık ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğu; 326. maddesinde ise, avukatlık ücretinin de aralarında bulunduğu yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, dava sonunda hüküm verilene kadar hangi aşamada olursa olsun davayı takip edip hukuki yardımda bulunan avukatın, asgari ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından çok olmamak üzere, bu hukuki yardımda bulunurken sarf ettiği emeği ve çabası da göz önünde bulundurularak belirlenecek avukatlık ücretine hak kazandığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, re`sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu idari yargıda, davalı idarece savunmanın süresinde verilmemiş olması, dosyanın tekemmül ederek karara bağlanması ve sadece süresinde verilecek savunma dilekçeleriyle talep edilebilecek hakların karşılanması açılarından önem arz etmekte olup; devam eden yargılama sırasında, vekil sıfatıyla davalı idareyi temsil eden, bu suretle de hukuki yardımda bulunan avukatın, davalı idare lehine sonuçlanan davada avukatlık ücretinden mahrum edilmesinin hukuki bir dayanağı da bulunmamaktadır.
Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ve 141. maddesinin son fıkrasında, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi, 1. fıkrasında, herkesin, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul süre içinde görülmesini isteme hakkına sahip olduğu hususu düzenlenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda (İYUK), yargılamanın hızlandırılması ve en kısa sürede tamamlanması amacıyla konulan hükümler yer almaktadır. İYUK'un "Tebligat ve cevap verme" başlıklı 16. maddesinde, dava dilekçesi ve eklerinin birer örneğinin davalıya, davalının vereceği savunmanın davacıya tebliğ olunacağı, tarafların yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebileceği, bu sürenin, ancak haklı bir sebep bulunması halinde, otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabileceği, "Dosyaların İncelenmesi" başlıklı 20. maddesi, 5. fıkrasında ise, dosyaların tekemmül ettikten sonra, tekemmül sırasına göre incelenerek karara bağlanacağı hükmüne yer verilmiştir. Dava ve cevap hakkının kullanımına yönelik olarak sürelerin belirlenmesinde amaç, uyuşmazlıkların biran evvel yargı mercileri önüne getirilerek karara bağlanmasının teminini sağlamaya matuf bulunmaktadır.
Anayasa Mahkemesi de, 16.01.2014 günlü E.2013/92 K.2014/6 sayılı kararında Anayasa'nın 141. maddesinde düzenlenen makul sürede yargılama ilkesi uyarınca, devletin yargılamaların gereksiz yere uzamasını engelleyecek etkin çareler oluşturmak zorunda olduğunu, ancak bu amaçla alınacak kanuni tedbirlerin ve öngörülen çarelerin, yargılama sonucunda işin esasına yönelik adil ve hakkaniyete uygun bir karar verilmesine engel oluşturmaması gerektiğini, bu ilkelere uygun olmak kaydıyla, yargılama yöntemini belirlemenin kanun koyucunun takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, … nolu adreste bay/bayan kuaför ve kişisel bakım alanında hizmet veren davacıya ait işyerinin, işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı Başkanlık Makamı Olurlu işlemin iptali istemiyle açılan davada; Mahkemenin … günlü, E:… sayılı ara kararıyla davalı idareden; savunması ile dava konusu işlem ve işlemin dayanağı bilgi ve belgelerin istenilmesine karar verildiği ve bu kararın idareye 20/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği; idarenin 28/08/2020 evrak kayıt tarihli savunma dilekçesiyle ara karar ile istenilen bilgileri vekili vasıtasıyla sunduğu; yine … günlü, E:… sayılı ara kararına cevapların da yine idare vekili tarafından sunulduğu ve Mahkemece bu bilgi ve belgeler dikkate alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; her ne kadar davalı tarafça savunmanın (30) günlük süre içerisinde verilmediği görülmekteyse de, makul sürede yargılama ilkesinin gereği olarak belirlenmiş olan sürelerin, davaların kesin hüküm elde edilinceye kadar vekil aracılığıyla takibini kısıtlayıcı şekilde yorumlanamayacağı ve taraf vekillerinin hangi aşamada olursa olsun dava takibi ile görevlendirilmesi halinde avukatlık asgari ücret tarifesinde öngörülen ücrete hak kazanacağına ilişkin açık düzenlemeler karşısında, vekil ile temsil olunan davalı idare lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması nedeniyle, davayı vekili vasıtasıyla takip eden idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.