7. Ceza Dairesi 2021/12882 E. , 2021/12681 K.
"İçtihat Metni"4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanuna aykırılıktan kabahatli ... hakkında, aynı Kanunun 21/3. maddesi uyarınca 40,770,00 Türk lirası idari para cezası uygulanmasına dair İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 25/11/2013 tarihli ve 43422173-309.3-160352 sayılı kararına yönelik başvurunun reddine ilişkin İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 04/01/2018 tarihli ve 2017/4580 değişik iş sayılı kararına karşı kabahatli vekili tarafından yapılan itirazın reddine dair İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 06/02/2018 tarihli ve 2018/1139 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 22/09/2020 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.10.2020 tarihli ve KYB. 2020-85521 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1)Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 09/10/2017 tarihli ve 2016/5873 esas, 2017/7831 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere kabahatler bakımından soruşturma zamanaşımı süresinin kabahat tarihinde başlayıp idari para cezasına yönelik başvuru sonuçlanıncaya kadar cereyan edeceği, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun "Soruşturma zamanaşımı" kenar başlıklı 20. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında yer alan, "(1) Soruşturma zamanaşımının dolması halinde kabahatten dolayı kişi hakkında idari para cezasına karar verilemez. (2) Soruşturma zamanaşımı süresi; a) Yüzbin Türk lirası veya daha fazla idari para cezasını gerektiren kabahatlerde beş, b) Ellibin Türk lirası veya daha fazla idari para cezasını gerektiren kabahatlerde dört, c)Ellibin Türk lirasında az idari para cezasını gerektiren kabahatlerde üç yıldır." şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, somut olayda idari para cezasını gerektiren eylemin 01/09/2012 tarihinde tespit edilmiş olduğu ve İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin itiraz üzerine karar verdiği 06/02/2018 tarihinden önce zamanaşımı süresinin dolduğu,
2) Somut olayda, kolluk kuvvetlerince gelen ihbar üzerine 01/09/2012 tarihinde saat 22:30 sıralarında kabahatli ..."ın ... Halı Yıkama ünvanlı işyerinde yapılan tespitte yabancı uyruklu oldukları anlaşılan Beshim Hojakulyyev, ..., ..., ..., ... ve Dünyagözel ... isimli şahısların bulunduğu ve aynı gün 23:50 sıralarında kollukça tutanak tanzim edilerek kabahatli hakkında 6 yabancı uyruklu şahıs çalıştırdığından bahisle 4817 sayılı Kanun"un 21/3. maddesi uyarınca çalıştırılan her yabancı uyruklu şahıs başına 6.795,00 Türk lirası olmak üzere toplam 40.770,00 Türk lirası idari para cezası uygulanmış ise de; kabahatlinin 02/09/2012 tarihli ifadesinde yakalanan 6 şahsın tamamının işyerinde çalışmadığını beyan etmesi, ifadelerine başvurulan yabancı uyruklu şahıslardan Beshim, Murat ve Rustam"in alınan ifadelerinde söz konusu işyerinde yalnızca kendilerinin çalıştıklarını, diğer şahısların kendilerini görmeye geldiklerini beyan etmeleri; Zumret, Dünyagözel ve Kelje"nin alınan beyanlarında da aynı şekilde olay günü anılan işyerine arkadaşlarını görmeye gittiklerini ifade etmeleri karşısında, kabahatlinin işyerinde 3 yabancı uyruklu şahsın çalıştığının anlaşılmasına karşın, 6 kişi üzerinden yaptırım uygulanarak fazla idari para cezası tayinin edildiği,
3) Kabule göre de, 13/08/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6735 sayılı Uluslararası İş Gücü Kanunu ile 4817 sayılı Kanun’un mülga edildiği, idari yaptırıma konu izinsiz yabancı işçi çalıştırma eyleminin bu kanun ile de yasaklandığı ve ihlali halinde mezkur Kanun’un 23/b-3. maddesi uyarınca yabancı çalıştıran işverene veya işveren vekiline her bir yabancı için 6.000,00 Türk lirası tutarında idari para cezası verileceğinin düzenlendiği, dosya kapsamına göre kabahatlinin çalışma izni bulunmadan yabancı uyruklu 3 şahsı çalıştırmak sureti ile anılan maddeyi ihlal ettiği, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 5. maddesindeki “26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatlar bakımından da uygulanır. Ancak, kabahatlar karşılığında öngörülen idari yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir.” ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin 7/2. maddesindeki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, mahkemece kanun değişikliği nedeni ile idari para cezasına vaki itirazın kısmen kabulü ile 6735 sayılı Kanun’un 23/b-3. maddesi uyarınca idari para cezasının 18.000,00 Türk lirası olarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönlerden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesi içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 06.02.2018 tarihli, 2018/1139 D.İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 20/2-c maddesinde yazılı soruşturma zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle kabahatli hakkında uygulanan idari yaptırım kararının kaldırılmasına, bozma nedenine göre kanun yararına bozma ihbarnamesinin (2) ve (3) numaralı talepleri konusunda, konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 12.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.