Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/7422
Karar No: 2021/4276
Karar Tarihi: 26.05.2021

un Unsurları - s139 vd - - Ceza Hukuku Genel - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/7422 Esas 2021/4276 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2020/7422 E.  ,  2021/4276 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

    Taksirle öldürme ve 6136 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan sanık ...’un mahkumiyetlerine ilişkin hükümler ile sanık ... hakkında suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçundan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm ve sanık ...’in suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan ... vekili, sanık müdafii ve müşteki kurum vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık müdafinin, duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezanın on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
    1-Katılan ... vekilinin, sanık ... hakkında suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçundan ceza verilmesine yer olmadığına hükme ve sanık ...’in suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçundan mahkumiyetine ve sanık ...’un 6136 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Ölen ...’ın babası katılan ..."ın sanık ... ile sanık ... hakkında suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından açılan davalara katılma ve bu suçlardan kurulan hükümleri temyize hak ve yetkisi bulunmadığından, vekilinin bu hükümlere yönelen temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
    2-Sanık ...’un 6136 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Sanığın 05/07/2014 tarihinde ruhsatsız tabanca ile yakalandığı ve hakkında 05/04/2015 tarihli iddianame ile ... Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, 08/03/2015 tarihli olayda kullanılan ve sanığa ait olan ruhsatsız tabanca nedeniyle de sanık hakkında 6136 sayılı yasaya aykırılık suçundan kamu davası açıldığı ve her iki davanın birleştirildiği anlaşılmakla, sanığın eylemlerinin iki ayrı suçu oluşturduğu gözetilerek iki kez 6136 sayılı Yasanın 13/1. Maddesi uyarınca cezalandırılması yerine eylemin tek suç oluşturduğundan bahisle tek suçtan ceza verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni olarak gösterilmemiştir.
    Aşağıda izah edilen oluş çerçevesinde yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin ceza miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
    3- Sanık ...’un taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik katılan vekili, müşteki kurum vekili ve sanık müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
    6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca, sanık hakkında açılan kamu davasına katılma ve hükmü temyiz etme hakkı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yokluğunda verilen hükmün tebliği üzerine, vekilinin hükmü temyiz ettiği anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK"nın 237/2. ve 260. maddeleri uyarınca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kamu davasına katılan olarak, vekilinin ise katılan vekili olarak kabul edilmesine karar verilerek yapılan incelemede;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılanlar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Olası kast TCK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında; “Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hali” biçiminde tanımlanmış, fıkra gerekçesinde ise; “Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir.” şeklinde, olası kastın uygulanma şartları belirtilmiştir. Öğretide de, olası kast, suçun kanuni tanımındaki objektif unsurların gerçekleşebileceği, ciddi bir şekilde mümkün görülmesine rağmen, fiilin işlenmesi suretiyle tipikliğin gerçekleşmesi şeklinde tanımlanmıştır. (.../...; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler; 4. Baskı; sh. 152.)
    Fail, hareketinden doğacak sonuçları bilerek ve isteyerek hareket etmişse kast gerçekleşmiştir. Buna karşılık, fail belli bir sonucu gerçekleştirmek üzere hareket ederken, bunun yanında başka sonuçların meydana gelmesini de göze almış ve bu sonuçlar da gerçekleşmişse, failin bu sonuçlar açısından da kasten hareket ettiği kabul olunur. Çünkü fail, asıl kastettiğinden başka, hareketinden doğacak diğer sonuçları tahmin ettiği veya öngördüğü halde hareketini devam ettirmiştir. Dolaylı kast olarak adlandırılan bu kast türüne, belirli olmayan kast, gayrimuayyen kast, olursa olsun kastı veya dolus eventualis de denilmektedir. (..., Türk Ceza Hukukuna Giriş, 2.Bası, s.349, ..., Ceza Hukuku Genel Hükümler, Cilt 1, s.597 vd.), (..., Ceza Hukuku Genel Hükümler, Cilt.2, s. 293 vd, Uğur Alacakaptan, Suçun Unsurları, s.139 vd., ..., Ceza Hukuku Genel Hükümler, s.312 vd.)
    İstisnai bir kusurluluk şekli olan taksir, 5237 sayılı TCK’nın 22/2. maddesinde “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlanmış olup, 5237 sayılı TCK’da, 765 sayılı TCK’da yer verilen, “tedbirsizlik”, “dikkatsizlik”, “meslek ve sanatta acemilik”, “nizamat, evamir ve talimata riayetsizlik”, “kayıtsızlık veya tedbirsizlik”, “hataen ve kayıtsızlıkla”, “müsamaha ve dikkatsizlik” şeklindeki taksir kalıplarına ilgili suç tiplerinde yer verilmemiş, ancak gerek öğretide, gerekse uygulamada, bu taksir kalıplarına yer verilmemiş olmasının, bir eksiklik veya farklılık oluşturmayacağı kabul edilmektedir.
    Toplumsal yaşamda belli faaliyetlerde bulunan kimselerin başkalarına zarar vermemek için bir takım önlemler alması ve bazı davranış kurallarına uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bu kurallar toplum olarak yaşama zorunluluğundan doğabileceği gibi, Devletin müdahalesiyle de ortaya çıkabilmektedir. Taksirli suç bu kuralların ihlal edilmesi sonucu belirir, fail tedbirli ve öngörülü davranmamış olduğu için cezalandırılır. Bu bakımdan sorumluluğun nedeni, öngörebilme imkan ve ödevinin varlığına rağmen sonuca iradi bir hareketle neden olmaktan kaynaklanmaktadır.
    Öğretide ve yargı kararlarında taksirin unsurları,
    a) Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,
    b) Hareketin iradiliği,
    c) Neticenin iradi olmaması,
    d) Hareketle netice arasında nedensellik bağının bulunması,
    e) Neticenin öngörülebilmesi, ancak bu neticenin fail tarafından öngörülmemesi,
    Şeklinde belirtilmiştir.
    Bilinçli taksir kavramı mülga 765 sayılı TCK’nın 45. maddesine 8.1.2003 tarihli ve 4758 sayılı Kanun ile eklenen son fıkra ile hukukumuza girmiş olup, anılan fıkrada, “Failin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde ceza ... arttırılır.” hükmüne yer verilmiş, aynı hüküm, 5237 sayılı TCK’nın 22. maddenin 3. fıkrasında da korunmuştur.
    Taksirden söz edilebilmesi için neticenin öngörülebilir olması gerekli ve yeterli olmasına karşılık, bilinçli taksir halinde failin somut olayda ayrıca bu neticeyi öngörmüş olması da gereklidir.
    Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlike hali, bunu öngörmemiş olan kimsenin tehlike hali ile bir tutulamaz; neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun, bu neticeyi meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.
    Bilinçli taksirde netice somut olarak öngörüldüğü halde, istenmemiştir.
    Bilinçli taksiri, taksirden ayıran özellik, bilinçli taksirde istenmeyen netice fiilen öngörülürken, taksirde öngörülmemektedir.
    Yasada, taksirin bir türü olarak düzenlenmiş bulunan bilinçli taksir esas itibariyle olası kastın sınırlarını daraltıcı bir işlev görmektedir. Bu nedenle, olası kastın anlamı ve sınırları belirlenmeden, bilinçli taksirin kapsamının tayini mümkün değildir.
    Olası kast ve bilinçli taksir öngörme unsuru itibariye örtüşmesine rağmen, isteme unsuru bakımından ayrılmaktadır.
    Olası kastı bilinçli taksirden ayıran özellik, mümkün yada muhtemel olarak öngörülen neticenin kabullenilmesi, failin öngördüğü tipik neticenin meydana gelmeyeceğine yönelik bir güveni olmadan hareket etmesidir. Başka bir anlatımla, fail öyle yada böyle herhalde hareketi gerçekleştirirdim diyorsa olası kast, neticenin gerçekleşeceğini bilseydim hareketi gerçekleştirmezdim, diyorsa bilinçli taksir söz konusudur.
    Somut olayda; katılanlar ... ile ... kızı olan ölen ... "ın sanık ... ile sevgili olup katılan ...’ün oturduğu evde birlikte yaşadıkları, sanık ... ile ölen ..."ın ortak arkadaşları olan sanık ..., tanıklar ... ve sevgilisi Mevlüde’nin de katılan ..."ün evinde kaldıkları, tanıklar ... ile Mevlüde"nin sanık ..."un işlettiği tekstil atölyesinde ücret almadan çalıştıkları, sanık ..."un da onlara istediklerinde harçlık verdiği; olay tarihinde gece vakti, sanık ... ile ölen ..., sanık ..., tanıklar Mevlüde ve ..."in katılan ..."ün evine geldikleri, sanık ... ile ölen ..."ın odalarına geçtikleri, katılan ... ve küçük oğlu ..."nin uyuduğu, evde kalmakta olan katılan ..."ün akrabası olan tanık ... ..."ün, tanık Mevlüde"nin, tanık ..."in ve sanık ..."in diğer odada oturmaya başladıkları; tanık ... ve sanık ..."in sanık ..."dan aldıkları parayla uyuşturucu madde almaya gittikleri ve sabah ezanı okunduktan sonra aldıkları uyuşturucu madde ile eve geri döndükleri, sanık ..."un met diye tabir edilen uyuşturucudan, diğerlerinin de esrardan kullandıkları, tanıklar ... ve Mevlüde"nin markete giderek sigara ve çikolata alıp geldikleri, sabah saat 10.00 sıralarında tanık ..."nın katılan ..."ün odasında, tanıklar Mevlüde, ... ve sanık ..."in aynı odada yatıp uyudukları; saat 13.00 sıralarında katılan ..."ün uyanıp tanık ..."yı uyandırdığı, oğlu ... ve tanık ..."yı da alarak arkadaşına gitmek üzere evden çıktığı, evden çıkarken de katılan ..."ün ölen ..."a bağırarak "biz çıkıyoruz, siz evi temizleyin" dediği; saat 15:00 sıralarında sanık ... ile ölen ..."ın tartışmaya başladıkları, içeriden bağırma sesleri geldiği, sanık ..."un ölen ..."a "bana neden bunları yaşatıyorsun, ben seni sevmekten başka ne yaptım" diye bağırdığı; tanık ..."in, sanık ..."in ve tanık Mevlüde"nin, sanık ... ile ölen ..."ın bulunduğu odanın kapısını açarak neden tartıştıklarını sordukları, odada giyinik vaziyette yerde oturan sanık ... ile ölen ..."ın, "herhangi bir şey yok, kapatın kapıyı diğer odaya gidin" şeklinde sözlerle tanıkları ve sanık ..."i odanın dışına gönderdikleri, sanık ..."un anlatımına göre ölen ..."ın daha önce kestiği bileğindeki yaranın dikiş ipliklerini çıkarmaya çalıştığı sırada, sanık ...’un ona engel olmaya çalıştığı, sehpanın üzerine koyduğu ruhsatsız olarak taşıdığı 22233 seri numaralı 7,65 mm çapında yerli el yapısı yarı otomatik tabancayı alarak beline koyduğu, ölen ..."a sarılarak yatağa uzandıkları, sanık ...’un, "hani bana söz verdin kendine zarar vermeyecektin" dediği ve silahı belinden çıkartıp sürgüsünü çekerek silahı kafasına dayayıp ..."a "kendine artık zarar verirsen kafama sıkarım" dediği ve silahı yatağın diğer tarafına attığı, bu sırada sanık ... ile yüz yüze sarılmış vaziyette bulunan ölen ..."ın silahı almaya uzanmak istediği, sanık ..."un ölen ..."ın üzerine kapaklandığı, silahın bu sırada patladığı, sanık ...’un sağ ön kolundan girip çıkan mermi çekirdeğinin, ...’ın göğsünden içeri girmesiyle öldüğü, silah sesini duyan sanık ... ve tanıklar ... ve Mevlüde"nin odaya girdiklerinde ölen ..."ı, sanık ..."un kucaklamaya çalıştığını gördükleri; tanık ... ile sanık ..."in ve Mevlüde"nin ..."ı hastaneye götürmek için sanık ..."un arabasına taşıdıkları; tanık ...’in ölen ... ile arka koltukta, sanık ..."un da ön sürücü koltuğuna binerken sanık ..."e "silah odada silahı al kaybet"dediği; sanık ... ve tanık ..."in ..."ı hastaneye götürdükleri; sanık ..."in, sanık ..."un azmettirmesiyle olayın meydana geldiği odadaki silahı alarak olaydan hemen sonra evden ayrılarak silahı sakladığı, tanık ... ölen ..."ı sedyeye yatırırken sanık ..."un hastaneden kaçtığı, aynı gün akşam sıralarında yakalandığı, sanık ..."un kullandığı otonun torpido gözünde bir adet A 4 kağıdına yazılmış "seni en derin duygularımla lanetliyorum ve haykırıyorum sana olan nefretimi ha şunuda söylim sen namusunu bir sigaraya ortaya koyansın, ben sen kendi dünyasında el üstünde tutanım ve sen diye bir namussuzla tanıştım benliğini unuttum şimdi sana sadece acıyorum ve söylediğim sevgimden ötürü halen sen kahpeye kahlıyım. Şimdi diyeceksin hani senin sevgin, benim sevgim sana anladım ki anlatılmaz bi o kadarda yanından geçilmez" şeklinde bir yazı bulunduğu olayda; 08.03.2015 tarihli ölü muayene zaptında “yüz sol yanda sol kaş sol göz üst kapağında ve sol yanakta çeşitli büyüklük ve sayıda yüzeyel darp izlerinin (sıyrık,ekimozlar) ve sol kolda mavi mor renkli ısırık olduğu, şahsın kollarında ve omuzlarında çok sayıda eski jilet kesi skarları olduğu” tespiti yer almakta olup;
    Adli Tıp Kurumu ... Grup Başkanlığı ... İhtisas Dairesinin 28/04/2015 tarihli otopsi tutanağına göre; ölen ..."ın ölümü sırasında alkollü olmadığını, kanında referans değerlerine göre toksik kan aralığında uyarıcı etken maddeler saptandığını, ayrıca idrarında bunlara ilave olarak esrar metaboliti tespit edildiği; kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı her iki akciğer ve büyük damar yaralanmasına bağlı iç kanama ve kanama şoku sonucu meydana gelmiş olduğu; mermi çekirdeklerinin giriş delikleri elbiseli bölgeye denk geldiğinden cilt ve cilt altı bulgularının değerlendirilemeyeceği ve kesin atış mesafesi tayini yapılamadığı, ancak sol ön kolda yakın atış mesafesinden yapılan atışlarda izlenen tatuajın saptandığı, ateşli silah mermi çekirdeğinin seyrinin sağdan sola, üstten aşağıya, önden arkaya seyirli olduğu bildirilmiş olup, mahkemece alınan 14/09/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, “Adli Tıp Raporunda ölene ait raporda belirtildiği üzere mermi çekirdeğinin izlediği yol dikkate alındığında ölene yukarıdan gelecek şekilde ateş edildiğinin açıkça belirtildiği, ayrıca ölenin sol kolunda tatuaj tespit edilmesinin de atışın ölene yakın bir yerden yapıldığını gösterdiği, ayrıca oda içerisindeki kovanın yeri değişmediyse kovanın bulunduğu yer itibari ile ölene karşı çapraz kısmından ateş edildiği ve kovanın buna bağlı olarak odanın sağ tarafına doğru yatakla duvar arasından yatağın altına gittiğinin görüldüğü, ayrıca olaya karışan diğer şahısların el svaplarında herhangi bir barut artığı çıkmamış sadece ... isimli şahsın sağ kol ağzında barut artığı tespit edildiği, ölenin el svaplarında barut artığı çıkmaması ölenin silahla temas etmediği yada ettiği anlamına gelmeyeceği, yine ölenin elbisesinden atış mesafesinin belirlenememesi ölene mermi çekirdeğinin direk olarak gelmediğini, sanık ..."un sağ kolundan çıkan merminin sonradan ölene isabet etmesi neticesi ölenin elbiseleri üzerinden ateş mesafesinin tespitini mümkün kılmadığını, tüm bu incelemeler neticesinde ölenin kendi kendini vuramayacağı ve ölene yukarıdan yakın mesafeden ateş edildiği kanaatine varılmış olup, 21/10/2015 tarihli celsede dinlenen bilirkişi, “sanığın savunmasında belittiği gibi ölen ile yatakta yattıkları esnada olay vuku bulmuş ise sanığın sağ elinden yaralanmış olması nedeniyle silahı sağ eliyle tutmasının mümkün olmadığını, ancak silahın sol elinde olması durumunda bu şekilde bir atışın mümkün olabileceğini beyan ettiği; olaydan önceki gece boyunca esrar ve metafetamin maddesi kullanan sanık ile ölenin belirlenemeyen sebeple tartıştıkları, sanığın öleni yatağa yatırarak üzerine çıktığı, darp ettiği, belindeki silahı eline alarak mermi sürerek kendi kafasına dayadığı, kurtulmak için çırpınan ölenin göğsüne sağ eli ile bastırırken sol elindeki silahın ateş alması sonucu ...’ın öldüğü anlaşılmakla, dolu olduğunu bildiği silahın patlayabileceğini ve yakın mesafede bulunan ölene isabet ederek ölümüne neden olabileceğini öngörmesine rağmen hareketini sürdürmek suretiyle sonucu kabullendiğini eylemli olarak ortaya koyan sanığın eylemini olası kast ile işlediği ve olası kast hükümleri uygulanmak suretiyle cezalandırılması yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek, bilinçli taksir hükümleri uygulanmak suretiyle, mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi