Esas No: 2022/3774
Karar No: 2022/5005
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3774 Esas 2022/5005 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacının davalı işyerinde sürekli işçi olarak çalıştığı ve kadroya geçmeden önce aldığı ücretin, kadroya geçtikten sonra da uygulanması gerektiğini iddia ettiği davada, ilk derece mahkemesi kısmen kabul kararı vermiştir. Ancak davalı taraf istinaf başvurusunda bulundu ve istinaf mahkemesi davalı vekilinin başvurusunu esastan reddetti. Bunun üzerine davalı taraf temyiz başvurusunda bulundu. Yargıtay kararında, işçi-işveren uyuşmazlıklarında arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğunu belirtti. Dosyada mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre arabuluculuk faaliyeti sonucunda tarafların anlaşamadığı için dava açıldığı görülmüştür. Ancak ihtilaf konusu olan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğinden, bu dönem yönünden davaya usulden reddine karar verilmesi gerekir. Ayrıca ilave tediye farkı alacağı için dava ve ıslah dilekçesinde yasal faiz uygulanmasını talep eden davacının, talebinin aşılmadan banka mevduat faizinde karar verilmesi hatalıdır. Kanun maddeleri olarak, işçi-işveren uyuşmazlıklarında arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesi ve mahkeme kararında belir
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 12. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait işyerinde 696 Kanun Hükmünde Kararname ( 696 sayılı KHK ) kapsamında sürekli işçi kadrosunda çalıştığını, kadroya geçtiği sırada imzaladığı belirsiz süreli iş sözleşmesinin ücret kısmında belirli bir rakam yazılmadığını, sözleşmede ücretin asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde düzenlendiğini, aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde gereğince davacının kadroya geçmeden önce aldığı ücret ile diğer mali ve sosyal hakların kadroya geçtikten sonra da uygulanmaya devam etmesi gerektiğini, kadroya geçmeden önceki dönemde davacıya hizmet alım sözleşmelerine göre asgari ücretin belirli bir oran fazlası tutarında ücret ödendiğini, sürekli işçi kadrosuna geçişi sırasında da asgari ücretin belirli bir oran fazlası üzerinden kadroya geçirilmesine rağmen 01.01.2019 tarihinden itibaren ücrete ilave olarak ödenen yüzdelik farklar ile birlikte diğer alacakların eksik ödenmeye başlandığını iddia ederek ücret, ilave tediye, ikramiye, genel tatil, fazla çalışma ve gece çalışması ücreti farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ücretinde herhangi bir azalma olmadığını, ayrıca toplu iş sözleşmesi uyarınca belirlenen % 4 oranında ücret artışının yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı" olarak düzenlenmiş olup maddenin 2. fıkrasında ise "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir."
Somut olayda; davacı vekili tarafından 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna alınan davacı işçi ile davalı arasında geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde aylık ücretin düzenlendiği, ancak Bakanlık tarafından sözleşmenin 7 nci maddesinde yazılı bulunan oran dikkate alınmaksızın temel ücretin hatalı belirlendiği ve alacakların eksik ödendiği iddiasıyla arabulucuya başvurulmuştur. Arabuluculuk faaliyeti sonucunda tarafların anlaşamadığı ve 10.12.2020 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenmek suretiyle dava açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan ve davacının ıslahına dayanak oluşturan bilirkişi raporundaki hesaplamalar 01.01.2019 ile 31.12.2020 tarihleri arası dönem esas alınarak yapılmış ise de arabuluculuk faaliyeti, tarafların anlaşamadığına ilişkin son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir.
Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan, son tutanak tarihi ile 31.12.2020 tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında, bu dönem yönünden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde değildir.
3- Ayrıca 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesine göre hâkim talepten fazlasına karar veremez. Davacı ilave tediye farkı alacağı için dava ve ıslah dilekçesinde yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir. Mahkemece, talep aşılmak suretiyle en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi yerinde değildir. Bu halde, ilave tediye farkı alacağına uygulanacak faizin yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek mevduat faizi olduğu gözetilmeksizin karar verilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.