Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3570
Karar No: 2013/5581

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2013/3570 Esas 2013/5581 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2013/3570 E.  ,  2013/5581 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, yersiz ödendiği iddia edilen yol giderinin tahsiline yönelik yapılan takibe itirazın iptali ve alacağın tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1) Öncelikle, icra takibine vaki itirazın iptali davası ile bir alacağın tahsili amacı ile açılan alacak (tahsil) davası nitelikleri ve sonuçları itibarı ile farklı dava türleridir. Zira, ilk dava türü tamamen icra takibine dayalı olarak, takip edilen alacağın İİK.nun 67 nci maddesi hükmü çerçevesinde ve takip talebine bağlı olarak sonuçlandırılması ve buna bağlı olarak icra inkar veya kötüniyet tazminatı ile tarafların sorumlu tutulabilmeleri sonucu doğururken, tahsil davası sadece alacaklının genel hükümlere göre alacağın bir ilama bağlatarak ve o ilam çerçevesinde alacağına kavuşma imkanını sağlayan bir dava türüdür.
    Mahkemece, dava itirazın iptali davası olarak sonuçlandırılmışsa da, icra takibinin sadece davalılardan ... aleyhine yapıldığı, usulen takibin tarafı olmayan ve takip nedeniyle borçlu sıfatı bulunmayan diğer davalının itirazın iptali davasında taraf olarak yer alamayacağı hususu gözetilmemiştir.
    Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, Mahkemece Hukuk Muhakemeleri Kanunu 26. maddesi uyarınca, ilk önce davacı tarafa davanın istek sonucunu teşkil eden, icraya vaki itirazın iptali veya alacağın tahsili davalarından birine hasrettirilerek, tercihine göre, dava sonuca bağlanmalıdır.
    2) İşbu davada uyuşmazlık; kronik böbrek yetmezliği rahatsızlığı nedeniyle, sağlık kurulu raporu uyarınca haftada özel araç ile diyalize gitmesi uygun görülen sigortalının oğluna yol gideri ödenip ödenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa"nın 102. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin "... muayene ve tedavi, protez araç ve gereçleri ile ortopedik
    cihazların sağlanması, takılması, onarılması ve yenilenmesi, analık, sürekli iş göremezlik veya malullük durumlarının tespiti, erken yaşlanma halinin tespiti, sağlık durumlarının tespiti, raporların kurumca yeterli görülmemesi, yeniden muayene, kontrol muayenesi, dolayısıyla kurumca bir yerden başka bir yere gönderilirlerse, bunların ve sağlık durumları sebebiyle başkaları ile birlikte gitmelerinin gerektiği hekim raporu ile belgelenenler ile 15 yaşına kadar (15 yaş dahil) çocuklar ile birlikte gidecek kimselerin gidip gelme yol paralan ile zaruri masrafları, kurumca hazırlanacak bir yönetmeliğe göre ödenir..." hükmü öngörülmüştür. Söz konusu maddede; "bir yerden başka bir yere" ifadesine yer verilmiş olup; yol paralarının ödenmesi usul ve esaslarına ilişkin olarak çıkarılan 11.07.1978 tarih ve 16343 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 2167 sayılı Kanun"la değiştirilen 102. maddesinde belirtilen Yol Paraları ile Zaruri Masraf Karşılıklarına İlişkin Yönetmelik ile söz konusu Yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair 27İ05.2005 tarih ve 25827 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yönetmelikte de "Kurumca yurt içinde bir yerden başka bir yere gönderilenler..."den bahsedilmiştir.
    Son olarak 31.05.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile bu konunun düzenlediği 65. maddesinde de "Hekimin veya diş hekiminin muayene veya tedavi sonrası tıbben göreceği lüzum üzerine genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin siğlık hizmetinden yararlanmaları için muayene ve tedavi edildikleri yerleşim yerleri dışına yapılan sevkinde, ayakta tedavilerde kendisinin ve bir kişi ile sınırlı olmak üzere refakatçisinin gidiş ve dönüş yol gideri ve gündelikleri; yatarak tedavilerde ise gidiş ve dönüş tarihleri için gündelikleri ile yol gideri kurumca karşılanır." ifadesine yer verilerek, 28.08.2008 tarih ve 26981 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği"nin yol giderinin ödenmesine ilişkin 31. maddesinde de "yerleşim yeri dışında" sevklerden bahsedilmiştir.
    Diğer taraftan, 506 sayılı Kanunun 40. maddesinde; “madde 40 - (Değişik madde: 16/06/1975 - 1912/2 md.) 2"nci maddede belirtilen sigortalılık niteliğini yitirenlerden, bu tarihten önceki bir yıl içinde en az 120 gün hastalık sigortası primi ödemiş olan sigortalı ile karısı ve geçindirmekle yükümlü olduğu kocası, çocukları, ana ve babalarının, bu niteliğin yitirilişinden başlamak üzere altı ay içinde meydana gelecek hastalıkları halinde, 32"nci maddenin (A) ve (D) fıkralarında yazılı yardımlardan yararlanırlar.
    (Değişik fıkra: 06/03/1981 - 2422/3 md.) Yukarıdaki fıkrada sözü edilen kimselerin ayakta yapılan tedavilerinde verilen ilaç bedellerinin %20"si kendilerince ödenir.” hükmü yer almaktadır.
    Somut olayda, davalının ikametgahının bulunduğu yerle ilgili bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalının mutad araçları kullanmasına rağmen ticari araç ücretini almasına ilişkin bir uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmakta olup, Mahkemece dinlenen tanık beyanları ve davalıların kendilerine ait araç kaydı bulunmadığına ilişkin İlçe
    Emniyet Müdürlüğü cevabi yazısına istinaden davanın reddine karar verilmişse de; verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
    Öncelikle, Kurum işleminin dayanağını teşkil eden Müfettiş Raporu dosyaya celbedilmemiş, raporda belirtilenlerin aksinin kanıtlanıp kanıtlanmadığı yöntemince tartışılmamış, dinlenen tanıkların faturaları düzenleyen tanıklar olup olmadığı da belirlenmemiştir. .
    Mahkemece, yapılması gereken iş; Müfettiş raporu ve ekli belgeleri celbetmek, tüm deliller toplandıktan sonra hasıl olacak neticeye göre bir karar vermekten ibarettir.
    O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi