2. Hukuk Dairesi 2015/22771 E. , 2017/2193 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 31/03/2011 tarihli 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3.maddenin (1.) fıkrasında "Bölge Adliye Mahkemelerinin Resmi Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin", aynı maddenin (2.) fıkrasında da, "Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 427 ile 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı" öngörüldüğünden, temyiz isteğinin süresinde olup olmadığı 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümlerine göre belirlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun, 07/07/2013 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6494 sayılı Kanunla değişik 102"nci maddesi gereğince; adli tatil, her yıl yirmi Temmuzda başlar, otuzbir Ağustosta sona erer. Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır. (HMK m.104) Temyiz edilen karar temyiz eden tarafa 10/08/2015 günü tebliğ edilmiş, onbeş günlük yasal temyiz süresi adli tatil içinde sona ermiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen adli tatil bitiminden itibaren bir haftalık süre geçtikten sonra 08/09/2015 tarihinde temyiz edilmiştir. Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2794 sayılı Kanunla değiştirilen 432. maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir. Ne var ki, aile mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay"a gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı Kanun ile değişik 432/4. maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay"ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nca (01/06/1990 gün ve sayı ile) karara bağlanmıştır. Bu durumda gösterilen sebeple davacı kadının temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin gösterilmesi gereklidir. (HMK m.119/1) İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıaları
oluşturur ve bu vakıların ispatı için delil gösterilir (HMK m.187/1). Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hakim iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz (HMK m.25). Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK m.141/1). Davacı kadın, dava dilekçesinde vakıa bildirmemiştir. Cevap dilekçesinin tebliğinden sonra da davacı kadın cevaba cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan bu vakılar esas alınarak davalı erkeğe kusur yüklenemez. Açıklanan sebeplerle davacı kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, davacı kadının temyiz dilekçesinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.03.2017(Prş.)