Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/1156
Karar No: 2016/636
Karar Tarihi: 25.05.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1156 Esas 2016/636 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/1156 E.  ,  2016/636 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “boşanma, maddi ve manevi tazminat ile nafaka” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2.Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.12.2012 gün ve 2011/1354 E. 2012/1766 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 18.06.2013 gün ve 2013/4963 E. 2013/17017 K. sayılı ilamıyla;
    (1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne , ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat çoktur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.)
    gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.




    HUKUK GENEL KURULU KARARI


    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, boşanma, maddi ve manevi tazminat ile nafaka istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, tarafların 2009 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığını, davalının müvekkilini sürekli olarak "salak, geri zekâlı, beyinsiz" gibi sözlerle aşağıladığını, davalının annesinin tedavi bahanesiyle yanlarına yerleştiğini, müvekkilini eve almadığını, hakaret ederek müvekkilinin kolundan tutup dışarı attığını belirterek; tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 750,00 TL. tedbir nafakasına hükmedilmesine, boşanmaya karar verilmesi halinde ise bunun yoksulluk nafakası olarak devamına, TMK"nun 174. maddesi gereğince, 50.000 TL. maddi tazminat ile 30.000 00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, davacının annesinin tarafların evliliğine müdahale ettiğini, geçimsizliğin bundan kaynaklandığını, davacının müvekkiline "annesinin zoruyla evlendiğini, bu evliliği istemediğini" söylediğini, davacının hiçbir sebep yokken evi terk ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kararın kesinleşmesinden itibaren başlamak üzere aylık 450 TL yoksulluk nafakası ile 20.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçeler ile hüküm bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçe ile direnme kararı verilmiştir. 
    Direnme kararını davalı vekili temyize getirmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı kadın lehine hükmedilmiş olan 20.000 TL maddi tazminat miktarının çok olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Bu noktada, boşanma nedeniyle hükmedilecek maddi tazminat hakkında kısa bir açıklama yapılmasında yarar vardır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nın 174/1. maddesi; “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini...” hükme bağlamıştır. Bu hüküm gereğince, maddi tazminata hükmedilebilmesi için temel koşul, tazminat isteyen tarafın boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu olması ve boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmiş bulunmasıdır.
    Hukuka aykırı ve kusurlu bir davranış sonucu hakkı ihlal edilenin zararının giderilmesi, menfaatinin denkleştirilmesi hukukun temel ilkesidir. Ancak, TMK’nın 174/1. maddesi, genel tazminat esaslarından ayrılmış ve kendisine özgü kural getirmiştir.
    Haksız fiil tazminatının temel unsuru olan “gerçek zararın belirlenmesi” koşulu, Aile Hukukunda, Borçlar Hukukundaki düzenlemeden farklıdır. Eşler arasındaki ilişkinin özelliği itibarıyla burada gerçek zararı tam olarak belirlemek zordur.
    Bu özelliği nedeniyledir ki, yasa, menfaati zedelenene, uygun bir tazminat verileceğini açıklamıştır. Hakim, tazminat miktarını takdir ederken, kusurun ağırlığını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, evlenme şanslarını, ortalama yaşam sürelerini, yaşam seviyelerini ve geçim koşullarını göz önünde tutarak, makul ve herkesçe kabul edilebilir bir miktar belirlemelidir.
    Kanun, mevcut veya beklenen menfaatin neler olduğunu göstermemiştir. Mevcut menfaatin belirlenmesinde ölçü, genel olarak evlilik birliğinin eşlere sağladığı yararlardır. Beklenen menfaatler de, evliğin devamı halinde eşlerden birinin diğerine gelecekte sağlaması muhtemel olan çıkarlardır.
    Aile birliği, eşler arasında eşitliğe dayanır (Anayasa m. 41). Başka bir ifade ile eşler, evlilik birliğinde eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir. Eşler, birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar (TMK. m. 185/3). Birliği beraberce yönetirler (TMK. m. 186/2). Evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıklarıyla katılırlar (TMK. m. 186/3).
    Boşanma halinde eşlerden birinin, diğerine, emek veya malvarlığıyla sağladığı katkı ve desteği yitirmesi, yoksun kalınan bu desteğin maddi değeri kadar mevcut menfaatin ihlalidir. Boşanma sonucu eş en azından diğerinin maddi desteğini yitirecektir (Hukuk Genel Kurulu"nun 06.03.2013 gün ve 2012/2-707 E., 2013/766 K. sayılı kararı).
    Somut olayda; dosyada bulunan sosyal ve ekonomik durum araştırma raporlarına göre; davacı kadının 08.01.1988 doğumlu, davalı kocanın ise 12.05.1980 doğumlu olduğu, tarafların 17.09.2009 tarihinde evlendikleri ve birlikteliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığı, davacı kadının ev hanımı olduğu, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, babasına ait evde anne-babası ve iki kardeşi ile birlikte oturduğu, menkul ya da gayrimenkul malvarlığının bulunmadığı; buna karşın davalı kocanın polis memuru olarak çalıştığı, aylık maaşının 2.100 TL olduğu, başka bir gelirinin bulunmadığı, aylık 150 TL kira ödediği anlaşılmaktadır.
    Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre, verilen maddi tazminat miktarı yerinde olup, çok değildir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşme sırasında bir kısım üyeler tarafından, davacı kadın lehine hükmedilen maddi tazminat miktarının çok olduğu, bu nedenle direnmeye ilişkin mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği görüşü dile getirilmiş ise de; bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    Açıklanan bu nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
    S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (1.341,00-TL) bakiye harcın temyiz edenden alınmasına, 25.05.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi