22. Hukuk Dairesi 2012/12341 E. , 2013/2226 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı taraf, davalı işyerinde müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, işveren tarafından ... sözleşmesine haksız şekilde son verildiğini belirterek fazla çalışma alacağı ve ulusal bayram genel tatil alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı taraf, davacının ....02.2011 tarihinde hiçbir gerekçe göstermeden istifa dilekçesi sunduğunu, davacının alacaklarının kendisine ödendiğini ve davacının da ibraname imzaladığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre davacının davalı işyerinde fazla mesai yaptığı ve genel tatil günlerinde kanuni çalışma süreleri dışında da çalışmasının bulunduğu, ancak davalı işveren tarafından davacının bu çalışmalarının ücretlerinin ödendiğinin ispatlanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
...-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
...-Taraflar arasında düzenlenen ibranamenin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Türk Hukukunda ibra sözleşmesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nda düzenlenmiş olup, kabul edilen Kanun"un 132. maddesi “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” hükmünü getirmiştir.
İbranameyle ilgili olarak diğer önemli bir düzenleme ise 6098 sayılı Kanun"un 420. maddesinde yer almıştır.
Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmesi, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.
Başka bir anlatımla 6098 sayılı Borçlar Kanununun yürürlükte olmadığı bir dönem için ibranamenin geçerliliği sorunu, Dairemizin konuyla ilgili ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Dairemizin içtihatları çerçevesinde, ... ilişkisi devam ederken düzenlenen ibra sözleşmeleri geçersizdir. İşçi bu dönemde tamamen işverene bağımlı durumdadır ve ... güvencesi hükümlerine rağmen ... ilişkisinin devamını sağlamak veya bir kısım işçilik alacaklarına bir an önce kavuşabilmek için iradesi dışında ibra sözleşmesi imzalamaya yönelmesi mümkün olup, Dairemizin kararlılık kazanmış uygulaması bu yöndedir
İbranamenin tarih içermemesi ve içeriğinden de fesih tarihinden sonra düzenlendiğinin açıkça anlaşılamaması durumunda ibranameye değer verilemez.
Miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde irade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır. Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı ibranamede, irade fesadı haller ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır
İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından borcun sona erdiği söylenemez.
Somut olayda davacı taraf ....02.2011 tarihli dilekçesi ile ... sözleşmesini tek taraflı feshederek ayrılmak istediğini belirtmiştir. Bu tarihten sonra 05.03.2011 tarihinde düzenlenen ve davacı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt koyulmaksızın imzalanan ibranamede ise davacının çalıştığı süreye ait bütün normal ve fazla mesai alacağı, yıllık izinleri ve ihbar tazminatını tamamen aldığını belirtmiştir. Düzenleme tarihi itibariyle ibraname tarihinin davacının istifa tarihinden sonra olması, ayrıca ibranamede alacak kalemlerinin tek tek sayılması yönleri dikkate alındığında Dairemiz uygulamasına göre geçerli olduğu, bu sebeple söz konusu ibranamede belirtilen fazla çalışma alacağının davacıya ödendiği kabul edilerek davacının bu talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.02.2013 tarihinde karar verildi.