17. Hukuk Dairesi 2016/5211 E. , 2019/5620 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 27/08/2013 tarihinde davalıya ait temiz su şebekesi borusunun patlaması nedeniyle sızan suların müvekkili şirkete sigortalı olan Yıldırımlar Halı Sarayı Denizcilik Nak. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti."ye ait işyerinin bodrum katına sirayet etmesi nedeniyle sigortalı işyerinde hasar meydana geldiğini, ekspertiz raporuna göre olayın davalının kusurundan kaynaklandığını, sigortalı işyerinde toplam 14.776,34 TL hasar oluştuğunu ve hasar bedelinin 20/09/2013 tarihinde müvekkili tarafından sigortalıya ödendiğini belirterek, 14.776,34 TL hasar tazminatının ödeme tarihi olan 20/09/2013 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 7.388,17 TL rücuen tazminat alacağının ödeme tarihi olan 20/09/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dava; işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın 2. maddesinde "dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir" düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4/1. maddesinde "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı" düzenlemesi; TTK"nın 16/2. maddesinde "kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları" düzenlemesi benimsenmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re"sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, ... Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davacının sigortalısı olan Yıldırımlar Halı Sarayı Denizcilik Nak. İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. tacir olduğu gibi, davalı ... de faaliyetlerini özel hukuk hükümleri dahilinde yürüten ve TTK"nın 16/2. maddesi anlamında tacir sayılan tüzel kişidir. Bu durum karşısında, TTK"nın 3, 4, 5, 16/2 maddeleri ve 2560 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı ..."nin tacir, davacının iddia ettiği olayın ise haksız fiil niteliğinde olduğu, dava konusu kazanın tacirler arası haksız fiil niteliğinde olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı
rücuen tazminat davasının ticari dava olduğu gözetilerek; Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 07/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.