20. Ceza Dairesi 2019/5415 E. , 2020/3106 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : İZMİR 29. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet (Açıklanması geri bırakılan hükmün, CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanması suretiyle)
Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1)Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. CMK"nın 34. ve 230. maddeleri uyarınca hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle infazı kabil bir hüküm kurulması gerekirken, yalnızca sanığın, "CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hakkında verilen "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karar ile belirlenen beş yıllık denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeni ile aynı maddenin 11. fıkrası uyarınca hükmün açıklandığı" belirtilmek suretiyle gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
2)Fiziki dosya ve UYAP üzerinden yapılan incelemede, dosya içerisinde İzmir Cumyuriyet Başsavcılığı"nın 2008/75957 soruşturma sayılı dosyasının; İzmir (Kapatılan) 8. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 27/01/2009 tarih, 2008/3026 esas ve 2009/213 karar sayılı, 29/12/2010 tarih, 2010/2240-2752 sayılı ve 07/06/2012 tarih, 2012/1072- 1311 sayılı dava dosyaları ile sanık hakkında temyize konu eylem nedeni ile İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nün "tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına" ilişkin dosyalarının aslı ya da denetime imkan verecek şekilde onaylı fotokopilerinin dosyada bulundurulması ve sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması,
3) Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı uygulanıp karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe Kanun’un tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
4)Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
5)Kabule göre de; Hükümden sonra 24/11/2015 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile TCK’nın 53/3. fıkrasında yapılan değişiklik nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 22/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.