14. Hukuk Dairesi 2019/3349 E. , 2019/7940 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 9 adet taşınmazdaki ortaklığın mümkünse aynen taksim değil ise satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan ... vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nin 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince;
1) UYAP sistemi üzerinden yapılan kontrolde dava konusu taşınmazların tamamının tapu kaydının pasif hale geldiği anlaşıldığından, sicil kaydı kapatılan ve üzerinde işlem yapma olanağı kalmayan tapu kaydı ile kurulan hükmün infaza elverişli olmadığı açıktır. Bu durumda, mahkemece anılan taşınmazlara ilişkin güncel tapu kaydı getirtilmeli, oluşan yeni tapu kayıtlarına göre taraf teşkili de denetlenmek suretiyle; özellikle ... isimli 4 ayrı davalı olduğu dikkate alınarak tüm davalıların vatandaşlık numaraları üzerinden tespiti ile taraf teşkilinin sağlanması ondan sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekir.
2) Dava konusu taşınmazlardan 1455 parsel üzerinde muhdesat mevcut olup, muhdesatın aidiyeti konusunda davalı ... tarafından açılan ve “1455 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tek katlı yığma kerpiç ahır niteliğinde 120,65 m2 büyüklüğünde ahırın davacı (...) tarafından yapıldığının tespitine” dair kesinleşmiş mahkeme kararının dosya içerisine alındığı ve inşaat bilirkişisince hazırlanan ek raporda taşınmazın toplam bedeli üzerinden, bedelin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik oran kurulmak suretiyle gösterildiği halde mahkemece, bu oranlar doğrultusunda muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken, satış bedelinin dağıtılmasında muhtesat oranlamasının dikkate alınmaması hatalı olmuştur.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalılardan ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 27.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.