Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14910
Karar No: 2017/2606
Karar Tarihi: 30.03.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/14910 Esas 2017/2606 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalıya verilen borç karşılığında müvekkilinin verdiği bonoya dayalı icra takibinin İcra Hukuk Mahkemesi'nde davalının imza itirazı üzerine iptal edildiği, bonodaki imzanın davalıya ait olduğunu iddia eden davacı, senet bedeli kadar alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak, mahkeme icra takibinin davalı tarafından ödenerek kapatıldığı için davacının bono bedeline ilişkin alacak talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar vermiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir. Mahkeme kararı, davalının imza itirazı nedeniyle bozulmuştur. İİK'nun 170. maddesi hükümleri gözetilmeden hüküm kurulduğu için davacı yararına hükmün bozulması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddesi açıklaması yapılmamıştır.
19. Hukuk Dairesi         2016/14910 E.  ,  2017/2606 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki muarazanın men"i ve alacak (asıl), istirdat (birleşen) davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı-birleşen dosya davalısı vekilince duruşmasız, davalı-birleşen dosya davacısı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-davalı vek. Av. ... ile davalı-davacı vek. Av. ...’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, müvekkilinin davalıya verdiği borç karşılığında verilen bonoya dayalı icra takibi yaptığını, davalının icra Hukuk Mahkemesinde imzaya itirazı üzerine dava kabul edilerek takibin iptaline karar verildiğini, bonodaki imzanın davalıya ait olduğunu iddia ederek bonodaki imzanın davalıya ait olduğunun ve senet bedeli kadar alacaklı olduklarının tespitine, İcra Hukuk Mahkemesince hükmedilen tazminat ve para cezalarının iptali ile davalının bu konuda çıkardığı muarazanın gönderilmesine bono bedeli olan 65.000 TL’den şimdilik 5.000 TL’nin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde, yetkili ve görevli mahkemenin Erdemli mahkemeleri olup, davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davacıya borcu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Birleşen dava da davacı vekili, icra takibine karşı senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığından İcra Hukuk Mahkemelerinde imza itirazında bulunduklarını, teminat yatırılamadığından tedbir kararının infaz edilemediğini ve icra baskısı ile müvekkilinin 75.000 TL davalıya ödemek zorunda kaldığını iddia ederek, ödenen bedelin faizi ile birlikte istirdadını talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, bir yıllık hak düşürücü sürede davanın açılmadığını, davacının ihtirazı kayıt koymadan parayı ödediğini, davacının bonodaki imzanın kendisine ait olduğunu ikrar ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, her ne kadar İcra Hukuk Mahkemesince dava konusu senet altındaki imzanın davalıya ait olmadığı kabul edilerek bir karar verilmiş ise de, icra mahkemelerinden verilen kararların kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği, davalının savcı huzurundaki ifadesinde açıkça senedi imzaladığını bildirdiği, ikrarından dönmediği, bu aşamalardan sonra yeniden imza incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmadığı senet altındaki imzanın davalıya ait olduğunun kabulü gerektiği, başka mahkemece verilen ve kesinleşen karar ile hükmedilen para cezası ve tazminatın kaldırılması (iptalinin) düşünülemeyeceğinden davacının buna dair talebinin reddi gerektiği, dava konusu bonoya dayalı icra dosyasının davalı tarafından ödenerek kapatıldığı bu nedenle davacı vekilinin bono bedeline ilişkin alacak talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Davalı vekilinin temyizi yönünden her ne kadar mahkemece davalının Cumhuriyet Savcılığında dava konusu senetteki imza yönünden ikrarı bulunduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da savcılıktaki ifadenin ikrar olarak değerlendirilmesi yanılgıya dayalıdır. Zira ifadelerin tümü birlikte değerlendirildiğinde davalının beyanlarının açık ikrar olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, dava konusu senetteki imzanın davalının eli mahsulü olup olmadığı yönünden usulüne uygun şekilde imza incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2- Davacı vekilinin temyizine gelince; İİK’nun 170. maddesi hükümleri gözetilmeden hüküm kurulması doğru olmayıp, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına hükmün BOZULMASINA, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan taraflar yararına 1.480’er TL duruşma vekalet ücretinin bir diğerinden alınarak yek diğerine ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 30/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi